Kayıtlar

20

  - Enerji bu olduğu yerde durmuyor ya ve bizlerde sonuçta enerjiyiz, tabii ki dalgalı hallerde olmamız çok olağan..çıkışlar yükselme hissi falan güzel geliyor çoğunlukla - belki bu durumun da rahatsız ettiği anlar olabilir bu ayrı, lakin aşağı meyilli olmalar, düşmeye başlama irtifa kaybı hiç de hoşumuza gitmiyor..benim gitmiyordu..zamanla bunu bir dalganın geri çekilme hareketi gibi görmeyi öğrendim ya da kabul etmeye başladım sanırım..evet işte yine geri çekiliyorum hayat enerjim coşkum her şeye katılma tadını alma isteğim kollarını geri topluyor diyor ve bunun da aslında tersi bir yükselme getirdiğini, bazan en azından anlıyorum..dalga dışarıya vermiyor da o haldeyken içeriye yükseltiyor hareketini..denizin içindekini  dertop ediyor atacaklarını bir araya topluyor asıl olan daim kalıcılığı ile sağlamken gelip geçici yani asıla ait olmayan bu hareketle dışarı atılmak için paketleniyor bir şekilde..ha tek seferde atılamayan büyük parçalar illa ki sonunda kıyıya çıkartılıyor....

21

  - Kulağıma çalınıverdi şu cümle "Sümer mitolojisinde tanrılar bir şeyin adını söylemekle o şeyi yaratıverirdi" bir belgeselde geçiyor, geçerken takıldı..isimlendirmek yaratmanın bir şekli değil mi diye sordum kendime..yani kendi yaşantımızın içinde de bakarsak bir ilişkiye bir duruma bir olaya kalkıp isim verdiğinizde o bir şeyi bir nevi ortaya koymuş hatta sınırlarını çizmiş olmuyor muyuz..hüzün dersen başka oluyor keder dersen başka, tanışıklık dersen başka arkadaşlık başka..bu uğurludur dersen başka off kötüye işaret dersen başka ki islam inancında hayra yormak vardır mümkün olduğunca olayları yorumlama şekli için bu öğretilir ve tavsiye edilir..bu başkalıkları anlaman için de kelimeler haznen geniş olacak, hangi adı verdiğinin de nitelik ve içerik etkisini bilecek belki sezeceksin..hoş bazı zamanlar bir ad koymayıp var etmeme çabası da olabilir.. - konuşulmayan konular bu isimlendirmelerden bir kaçış mı? - sezmek sezgi ne kadar var hayatında..nasıl beslenir kuvvetlendir...

22

  - bugün kendimle karşılaşmak istemiyorum..mümkünse uyumak sadece..dinlendiğini hissettiğin bir uyanma..sonra çıkıp yürümek yürümek yürümek...hiç konuşmadan..düşünmeden diyemiyorum mümkün değil..e o zaman konuşmuş da oluyor insan kendi içinden..kendi içine ne geveze insan..ama vardır hani bazan kendi içine bile suskun olduğun zamanlar..o da garip bir güzellik taşır ama ürkütürdür de..asıl kimsesizlik hali belki de içinden kendini bile duymadığın terk edilmiş gibi kalakaldığın öyle anlar..

23

  - Bir defterim var..aslında bir kaç defterim var, telefona aldığım notlar hatta artık ses kayıtları, mailler, kitap arası yarım sayfalık ufak yazılar..ama asıl bir defterim var haftada bir gün genelde yazdığım hayatımın izdüşümü notlarla hafızamı kayıt altında tutmaya çalıştığım bir defter..yıllardır kaçıncı oldu bilmiyorum dolduruyorum sayfaları bitince hop yenisi..öyle yılbaşı haydi yeni deftere geçeyim falan da yok..olduğu gibi devam nerde biterse..hayat gibi yani..hayat bizim takvimimizi pek de kaale almıyor nitekim..neyse işte o deftere ne gelirse içimden yazıyorum tabi..pek çok söyleyemediğim şey var içinde ve olan olmayan her şey..çok önemsiz detaylar falan hatta..kişisel tarih..o an anlamsız boş şeyler gibi gelen cümleler bile..sonra yıl sonu genelde dönüp okuyorum yahu ne olmuştu geçen sene diye çünkü gittikçe hızla unutuyorum gerçekten ve bu beni ürkütüyor..ne kadar anlamlı hale geliyor o yazılar bilemezsin..işte yine okuma vakti geldi..bugün başlarım ocak ayı ile..yazg...

24

  - " Aklım her gün sorularla sorularla uğunmasa/ Belki de dünyayı bir anahtar deliğinden gözlemekle yetinecektim " diyor Ahmet Erhan bir şiirinde..bu burada dursun. - 'uğunmak' nasıl dokundu ya..hissettin mi..biliyor musun bunu?  - sen, ben ,o her birimiz dünyaya ardından bakılan anahtar deliği olabilir miyiz diye sorasım geldi...saçma di mi..peki boşver. - sen hiç sinir krizi ya da öfke krizi adı neyse işte o yıkım anını yaşayan birine şahit oldun mu? etrafına ve kendine zarar verirken çaresizlikle bakakaldın mı?  peki hiç sinir krizi mi adı neyse ( belki farklı kavramlar bunlar ehli bilir doğrusunu ) yaşadın mı..hani böyle ağlamanın gülmeye evrildiği az ötesinin de sınır ötesi olduğunu hissettiğin bir an yaşadın mı? tokat atıyorlar o an..çok komik.. - sevgili C. bu kadar iyi görmek de başka bir zorluk bence..biraz görme kusuru mutlu yaşamın elverişli ortam şartlarından bence.. görme, bu kadar bilme :)) - "Demure" yeni öğrendiğim bir kelime hoşuma gitti..b...

25

- Gri bir cumartesi sabahına yakışır şekilde yarı uykulu kalktım..bünyenin bir kısmı yatağın sıcaklığından hala çıkamadı..bak diyorum bu sessiz sakin ve başlangıç anında günün gel baş başa kalalım ikna olmak istemiyor..uykudan daha çok zevk alıyormuş :)  - Uyku da güzel evet çok hem de ama rüyalar başka bir alem..hep gizemli hep çekici geliyor..bir ara ne buluyorsam okuyordum bu konuda..sonra dedim ya bırak sana gizemli geldiği için ilgini çeken bir şeyi gizemini bozarak öldürme..bileceksin de ne olacak..sadece tadını ve yorumunu çıkar ki bunu da yapıyorum.. - dün sevgili C. nin yorumunu okuyunca düşündüm..benim burda sayıklama şeklinde yazdığım bu kopuk çoğunlukla ham yazıları okuyup neyi düşünüyor olabilir..ciddi şeyler düşünülür ben ciddi değilim :) - okuduğum bloglar var ki şimdi bu sabah yazımı yazdıktan sonra çay demlenmiştir bir koca bardak dolusu çayla onlarda gezineceğim..onların bir listesini koymalı buraya belki sen de okursun..oku yani ne güzel insanlar var ne güzel yaz...

26

  - Yalnız yürümeyi seviyorum..bilmediğim sokaklarda sezgisel kayboluşlar/yolu buluşları deneyimlemeyi de..bazan kalabalıkça bir cadde de herhangi bir kişiyi seçip sanki takip edermiş gibi ardından yürümeyi mesela..sonra bir anda sıkılıp başka bir yöne dönmeyi..insanlara bakmayı seviyorum ama her zaman gördüklerimi sevdiğimi söyleyemicem.. - dün kitapları teslim etmek ve yine farklı bir sokaktan yürümek için kütüphaneye gittim..yolu mümkün olduğunca uzattım..kitapla deniz arasında müzik vardı..daha ne olsun.. - hayat bir şeyleri elinden bazan hırçın öfkeli bir çocuğun hiç de arkadaşça olmayan oyun oynaması gibi alıyor ve gözünün önünde atıyor uzağa.tam ne olduğunu anlayana kadar sen oyun değişiyor ve aklın uzağa atılan oyuncakta daha doğrusu yarım kalan oyunda kalıyor..üstelik yeni oyuna da devam etmen için omzuna abanan o hırçın çocuğun iteklemeleri arasında.. - geniş açı daha geniş açı kullan..neyi gördüğünü neyin içinden onu gördüğünü göster bize. - sonsuz olasılık denizinde yüz...