Toprağını aramak


Uzun bir zaman sonra blog yazmak eski mahallende dolaşmak gibi. Buralar artık pek de coşkulu kalabalığın mekanı değil. Terk edilmiş eski sokaklar misali, hem tanıdıklık hem de yabancılığın iç içe geçmiş hali var.
Kendimi o boş sokakta ellerim cebimde belki hava sonbahar ikindisi rengi ve kokusunda yalnızlığı ile kolkola yürüyen biri gibi hissediyorum. Belki bir köşeden tanıdık biri çıkar mı , çıksa mı, ah keşke hiç çıkmasa mı çelişkisi ile yeni bir yoldaş buraları mesken tutmuş mudur merakı ve dahi off boşver en iyisi şurda sakin sakin kendime konuşayım arzusu.
İnsan sonuçta görünmek ister ama sanırım görünme miktar, zaman , mekan ve şeklini kendi iktidarında tutarak. Görünmenin göstermenin bu kadar yorucu yoğunluğunda bence hala muhtaçlığımızın giderek arttığı kelimelere bürünüp ortaya çıkmak büyük iş.
İnsan hayatına ancak kelmeler ile soru sorup cevap alabiliyor. Kendime sorularım var hayata sorularım var. Geçtiğim yolların izi üzerimde yaşanmışlıklardan kalan her ne ise geriye neydi ne oldu diye bir bakmaya ihtiyacım var. Bunlarla ilgilenmezsem biliyorum ki uyuşmayı kabul etmeyen bünyem anlamsızlık uçurumdan aşağıya düşmenin acısını yaşayacak.
'' İçimizde yaşanmadan bekleyen bir hayatın suçunu duyarız ''dermiş varoluşçular Kemal Sayar hocadan duymuşdum.
Yaşamadan beklettiğim/ beklediğim bir hayat var ki o suçluluk bir şekilde dönüp dolaşıp geliyor yakama. Aslında her zaman anlatırken anladığımı hikaye ederek anlamanın imkanını bildiğimden şimdi şu soru minvalinde burda anlatmak anlamak yazmak bakmak seyretmek manasına erişmek istiyorum.
Ben hangi murad-i ilahi ile yaratıldım ve ferdiyetimin 'ben' olarak bu dünyada oluşumun bana yüklediği anlam görev mutmain olacağım oluş nedir?
''Ben'' ne kim ya da nasıl bir devam eden süreç?
Yürüyüşüm nereye nasıl ve niçin olmalıdır ki kendiliğimi yaşamak buluşsun varoluş sebebimle?
Cevapları kolay değil ama cevaplara yolculuk cevabı bulmaktan daha anlamlı ve keyiflidir diye düşünüyorum.
Toprağını bulan tohum oluşa durur. Benim ki toprağımı aramak...

Neşe

Yorumlar

  1. bulabildin mi...... ben de arıyorum toprağımı, kök salabilmek için belki, belki sadece işte varoluşuma bir anlam yükleyebilmek için.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor