10
Bir fincan sert kahve iyi gelir şimdi. Zencefilli tarçınlı kurabiye taze pişmiş. Bütün ev tarçının ve zencefilin sıcak kokusu ile sarıp sarmalanmış. Kahvenin yanına bir kaç kurabiye. Evin sessizliğine bir tutam klasik müzik iyi olur. Ruhunu okşayan melodilerle insan müzik için şükretmeye başlıyor. Evet işte şimdi yazmaya başlayabilirim. Yeşil mürekkepli dolma kalemini ve çok beğendiği pudra rengi kağıtlarını yazı masasına koydu. Penceresinden gölün sakin yüzeyine, soluk mavisine ve üstünde uçuşan bir grub kuşun hareketlerindeki neşeli uyuma baktı..Kahvesinden bir yudum içti, bir ısırık kurabiye..Ağzında dağılan tadın gittiği kıvrımları takibe aldı kısa bir müddet. Müzikle uyumu bu tadın dağılışı ve bu kokular..Kağıt, mürekkep,kahve, tarçın, zencefil...Tüm benliğini sarmalayan duyusal aleme bıraktı bilincini.Gözlerini kapattığında gördüğü renkleri tuvale yansıtabilcek bir ressam olmadığına hayıflandı. Ama işte kelimeler vardı. Elleri buna vasıta olacak kalem yazacak ve ortaya o anlatılmazı anlatan kelimeler cümleler çıkacak. Sevinç ile doldu göğsü. Kalbi hızlandı...Elini.......
Sayfanın tam burasında çalmıştı kapı. Offf oysa ne güzel kaptırmışdı kendini. O kokuları duymaya başlıyordu neredeyse. Neyse dedi zaten ben de kendime bir kahve hazırlayacaktım. Önce şu kapıya bakayım. Ha kargo. Tabi ya siparişlerim. İşte bu büyük zevki erteleyemem. Hemen paketi açmaya başladı..Kitaplar defterler kalemler...Kırtasiye siparişleri. Yeni projesi için lazım olan bir kaç malzeme. Özellikle şu kitabı ne çok beklemişti yeniden basılsın diye. İyi oldu bu diye mest bir şekilde gözleri hızlı hızlı açılıp kapanırken eline telefonunu aldı ve fotoğraflarını...
Durdur filmi durdur!
Ne oldu?
Sallandık mı?
Yoooo ben hissetmedim bişi...Baksana hemen son dakikada geçer.
Neyse hadi çıkalım bak çok güzel güneş açtı, hem sıkıldım bu filmden. sarmadı.
E peki hadi.
Hadi...
Yorumlar
Yorum Gönder