2

Yürürken başımı kaldırır bakarım göklere sık sık.
Görmekle hissetmek, nefesle görmek birleşsin diye.

Bu sabah çok temiz bir hava vardı burda.
Soğuk, mavi, bulutlu ama güneşi de arada sırada sahneye çıkaran bir gök altında yağmurların temizlediği hava,nefes. Yaşamak için güzel bir gün başladı diye düşündüm. Yaşamak için bir gün daha..
Kızım, kediler hakkında okuduğu şu bilgiyi vermişti; kediler miyavlama sesini sadece insanlara yönelik çıkarırlar. Bilmiyorum doğru bilgi mi ama insanlarla iletişim için özel bir ses kullanıyor olma ihtimalini yüksek buldum.Hatta neredeyse kanuşma haline erişmiş bir iletişim yeteneği var o güzel hayvanların.
Özel bir dil geliştirmek için biriyle iletişim kurmayı, kendini anlatmayı çok istiyor çok ihtiyaç duyuyor olmak gerekli diye düşündüm. Yada çok seviyor olmalı.
Dert ürettirirmiş devasını.
Sonra bir yerden kulağıma çalındı, hayatlarının büyük bir kısmında sıkıntı çekmemiş hiç konfor alanından ya da alıştığı çevreden çıkmamış kendini çeşitli sıkıntılarla sınama durumunda kalmamış insanların yaşlandıkça memnuniyetsiz huysuz kişiler olma ihtimali yükseliyormuş. Oysa nasılda sakınıyoruz kendimizi ve çocuklarımızı muhtemelen kuvvetlenecekleri sıkıntılı, müşgül duruma düşmekten.
Bir dilleri olmasın mı? Huysuz ihtiyarlar mı olsunlar?
Ya biz...Özellikle gidip başını derde sokmaya gerek yok ama her ufak pürüzü dert etmeye de gerek yok. Hatta pürüz bir tutunma yöntemidir hayata. Parmak uçlarınızın o incecik derisindeki mikroskopik pürüzlü çizgiler var ya, onların bir şekilde ( aşırı yıpranma ya da kimyasal kullanımı sonucu gibi ) dümdüz olduğu zamanları yaşadınız mı?
Tutamazsınız.
Tutunamazsınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor