8

Cama yapışmış beyaz ufak titrek kuş tüyüne baktı. Soğuk rüzgarın zaman zaman haşinleşen esişiyle nasıl titreştiğini izledi. Mesela dedi bunu görmeyi hikaye edebilen insanlar var. Sonra döndü elindeki burcu burcu bergamut kokan çayı yudumlayarak olduğu yerde durdu. Camdaki tüy tam arkasında omuz hizasında sanki kazağına ilişmiş gibi diye düşünüm.
Hayatta bazı boşluklar vardır ve talihin diyelim istersen seni o boşluğa doğru götürür. Orası senindir çünkü. Bütün o kalabalığın akışın içinde sana ayrılmış gibi bu boşlukları senin doldurman gerekiyordur. Bu bir park yeri ,bir bilet , bir atama, bir görev, bir hikaye, bir eş, bir bir... işte sırala. Kalabalıkların durup baktığı ve nasıl olur dediği bir talih. Oysa senin oraya yürümen ve orayı doldurman gereklidir. Bu senindir. Sonrası da sana aittir.
Talih mi değil mi çoook sonra karar vermek mümkün. Kalabalıklar hep acele eder.
Yağmur başladı. Camdaki küçük tüy kaybolmuştu. Elimdeki fincanın pürüzsüz yüzeyinde parmaklarım gezindi. Bu dokunuş niye hoş ama boş geldi. Bütün pürüssüz yüzeyler aynıydı. Kendi hakkında bilgi vermeyen saklayan bir açıklık. Sahte dürüstlük. Kaypak samimiyetsizlik. Doğada her dokunuş konuşur oysa. Dokunduğun her şey kendi hakkında bilgi ve his verir. Kaybediyoruz bunları..
Bunları söylemek için bir an başımı kaldırıp ona baktım ve...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor