mandalina neşesi ve sayıklamalı yazı.



Kahvenin koyu tadında ikna eden şey ne? İkna ediyor evet.. mesela yaşamaya,mesela keyifli bir düşünceye, birini aramaya, susup karşıda salınan ağacın rengine dikkatle bakmaya..biraz daha baksan hayret edeceksin yada bıkıp geri döneceksin..kitaplar arasına bıraktığım kendimi alıp elime bulaşan mandalina neşesiyle yazmaya geldim. aslında imkanların buluştuğu tesadüf köşesinde yapılabilecek bir şeyi yapıyorum.
kitapların üzerinden akıp gidiyor hayat. başka bir şey yapamıyorum çünkü. yaşıyorken yapabileceğim bir kaç şeyi yapmaya devam ediyorum covid ya da pandemi ya da karantina ya da işte böyle garip günlerde.
artık dünya ile temas kurmak için pc ya da telefon gibi araçlara dokunmak ve gözlerin baktığı ekran kapısından paralel dünyaya geçmek zorundayız ya..hep beraber biraz ordayız biraz bu bildiğimiz basit alemde. basit temel anlamında.. birileri hala burdan ayağımızı kesemediği için kafayı patlatıp kahroluyor mudur diye düşündüm şu an. velhasıl herkese bir ekran kapısı ve dünyası lazım olunca bana pek kapı kalmıyor. kapıdan da dışarı çıkamıyorum..evdeki kapılardan geçiyorum kırk kapı kırk makam olmasada. belki de çile dolduruyorum.çile mevlevi dervişlerinin geçtiği süreç anlamında. ev dokunulması gereken bir yer olarak var hala. yani temizlği bakımı şart olan nefes olan bir canlı. bir de sürekli çalışması gereken aşhane var.
eşyalardan azade olamadık. şeyler bitmiyor azala azala.
kitaplara verdim kendimi.ipler ile bağlıyor örüyorum okuduğum kelimeleri şişe geçirip.renkli atkılar oluyor kıvrım kıvrım beynimle elim arasında..uzaktan eğitim görüyor ve yaşlı bakımı hakkında bilgiler öğreniyorum.niye mi? ee yaşlanıyorum yaşlanıyorsun yaşlanıyor ve çoğulları.yoksa tek tek mi demeliyim.
kitap,örgü, kahve, müzik,eğitim, yemek,temizlik,youtube, instagram,podcastler,dinlenilesi sohbetler,konferanslar,her yandan çağlayan bilgiler, güzel şeyler,çok şeyler...
telefonlar, konuşmalar, artık konuşmak istememeler, hatıralar, bolca geri dönen anlar..
rüyalar, hesap kitaplar, defterler, yazılar, kadersel şeyler...
dualar, zikirler, secdeler,kerim kitabın harf harf inşirahı..düşünememeler, bazen deriiin düşünceler..
korkular arasından daima sırıtan garip bir neşe,umut..
bu da geçer ya huu
kilo alan vücuda yürü emrini vermek daha zor artık. doğmadan önceki huzursuzluk halleri mi diye sormalar..hangi rahmin içinden doğacağız hangi dünyaya..sevecek mi bizi doğduğumuz kucak..ya biz sevecek miyiz?
ölme ihtimalimiz aynı iken yoldaşlığın zor olduğu hızırın yanında nefesi nefesimize değen ölümün güzel yüzü ve bizim ona bakamayan yüzümüz..yok artık çoğul konuşmalar..benim yüzüm yok.
karar alamıyorum.almalarım durdu.sayıklayarak yazıyorum..müzik akıyor, kahve akıyor, hayat akıyor yazı da akıyor..nasılsa bu çölde sesimi duyan yok..herkesin çölü kendine..çölleri severim..
çöl kumlu arazi anlamında.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor