Kusurun Değeri

Pazar günü. Geç kahvaltı masası. Herkes bir şeyler anlatıyor sırayla. Kızım yazı ödevinden bahsedince abisi bu ödevle ilgili çok bilinen o yapay zeka uygulamasından veya başka bir taneden yardım alabileceğini söylüyor. Babası 'yine de düzenlemen gerekir insan gibi değil henüz sonuçları, ama çok yakın bir zamanda insan mı yazdı ayırt edilemeyecek kadar iyi olacağından şüphem yok' diyor. Baba-oğul teknolojiyi seviyor takip ediyorlar. Ben zaten analog kalmakta bir sakınca görmüyor göçümü en başından beri çok yavaş yapıyorum.  Yani insan kadar doğal kusurlu yazabilecek mi? diye soruyorum. Kusur değerli olacak bence. Aynılığın ve kusursuzluğun girdabında hızla o kara deliğe doğru aksa bile bir gün kusurlu olanların farklılığı yani doğallığı dikkat çekecek eminim buna. Geçen gün vapurda göklere denize ve insanlara bakarken profilden iki genç kadına takıldı gözlerim. Biri yaptırdığı burnu ile evet estetik diğeri ise yaptırmadığı burnu ile doğal güzellikte. Bence tabi ki doğal olan kusurluluğu ve bundan dolayı kimseye benzemezliği ile ayrıca güzel. Sonra göz gezdirdim etrafa ve o yapılmış estetik aynı burundan o kadar çok var ki. Hep aynı nakaratta takılmış bir şarkıya maruz kalmak kadar sıkıcı. Aynı beden şekline sahip olmayı bu kadar istemek forma giymeye gizli bir açlık mı? Popüler olanın etkisinden hangimiz ne kadar kurtuluyoruz o da ayrı bir soru. Diğer yandan neden popüler yaptığımız şey kişisel farklarımızı yutan, yok eden, kusur sayan bir alt seviye oluyor bilmiyorum? 
Yemek yaparken mesela tam da reçete edilen gibi yapmak mı yoksa kendi hislerinizi ve tercihlerinizi katarak hedeflenenden daha farklı bir tada ulaşmak mı? Bence tabi ki kuralları bozmak. İçinden geldiği gibi  dans etmek mesela. İçinden geldiği gibi kusurlu da olsa yazmak. İçinden geldiği gibi evini döşemek ya da boş bırakmak. O pürüzsüz eşyalarla değil de belki elden geçirdiğin kusurlu görünen eşya ile 'sence'  bir yuva yapmak. Velhasıl kızıma kusurlu olacağından endişe etmeden kendince yaz yazını bu sana iyi gelecek asıl senin işine yarayacak dedim. Yoksa yapay zeka belki de gerçekten bizlerden daha mükemmel sanat eserleri(!)  ortaya çıkarabilir ama buna kimin ihtiyacı var ki? Biz kendimiz için bir yolda yürüyor ve o yolu yürürken, o hayatı yaşarken, hatasıyla ,sevabı ya da günahıyla yaptıklarımızın sonucunda biz olmuyor muyuz? İnsandan kusursuz hareketleri Tanrı dahi beklemiyorki. Birbirimizden bekliyoruz belki ondan tüm bu yapaylık.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor