20

 

- Enerji bu olduğu yerde durmuyor ya ve bizlerde sonuçta enerjiyiz, tabii ki dalgalı hallerde olmamız çok olağan..çıkışlar yükselme hissi falan güzel geliyor çoğunlukla - belki bu durumun da rahatsız ettiği anlar olabilir bu ayrı, lakin aşağı meyilli olmalar, düşmeye başlama irtifa kaybı hiç de hoşumuza gitmiyor..benim gitmiyordu..zamanla bunu bir dalganın geri çekilme hareketi gibi görmeyi öğrendim ya da kabul etmeye başladım sanırım..evet işte yine geri çekiliyorum hayat enerjim coşkum her şeye katılma tadını alma isteğim kollarını geri topluyor diyor ve bunun da aslında tersi bir yükselme getirdiğini, bazan en azından anlıyorum..dalga dışarıya vermiyor da o haldeyken içeriye yükseltiyor hareketini..denizin içindekini  dertop ediyor atacaklarını bir araya topluyor asıl olan daim kalıcılığı ile sağlamken gelip geçici yani asıla ait olmayan bu hareketle dışarı atılmak için paketleniyor bir şekilde..ha tek seferde atılamayan büyük parçalar illa ki sonunda kıyıya çıkartılıyor..deniz ya yutar yok eder kendine ait kılar ya da dışarıya kıyıya atar malum..velhasıl canlılığımın olağan halleri bunlar bu inişler çıkışlar hatta bazan de ölü durgun gibi haller..halden hale geçmeler..hepsi de kabul ettiğinde ve yine orada o halin içinde belki bu farkındalığı koruyarak kendini tuttuğunda güzel..biliyorsun ki o halden de geçeceksin ölmediysen..az sakin az sabır az kendine sarılma az şefkat az gözlem az merak az az devam yani :)

- bir kişi sizin bir şey yapabileceğinize inanırsa bu gerçekleşme olanağı çok yüksek kehanet oluyor..bu kendiniz olmanız da önemli ama bir tane insan dışardan bu niyetle ( ki burda niyet asıl önemli olan) bakıyorsa size ve yolunuza off gelsin mucizeler...bunu sen niye başkasına en yakınından başlayarak ikram etmeyesin ki? inandığın hiç mi kimse yok olur yapar diyeceğin..niye?

- sevgili C. yılın tortusu yazılarıyla düşündürüyorsun ki düşünen insan buluyor az çok bişiler..ilk soruna cevap veriyorum; sadece kendim için acı çekmeyi göze alacaklarım: yaşamak için, o zevki tatmak için, keşfetmek için, merakım için, bilmek için, kıymet verdiğim için, mecbur kaldığım için, güvenliğim için..bunları yazarken çok büyük ölçekte değil kendi hayatımın içinde kalarak düşündüm..yani vatan için ölürüm diye hararetle yazarım ve yüksek ihtimal yaparım da ama kendi hayatımın içinde ufak acı çekmeler ufak bedel ödemeler vazgeçişler olarak anladım..hayatta kalmak için acı çekerim, sonunda istediğim yere varacaksam da acı çekmeyi göze alırım..o keyfin bedeli varsa ödenir ama onu yaşamak istiyorsam yaşarım..ölüm ancak hayat için göze alınır can da ancak can için verilir..o kıyıya vardığımda bu belli olur..ölümüne yapacağım şey çok azdır sanırım ama acı çektirse de yapılacak şey çok zira acı çekmekten kaçmak anlamsız geliyor..böyle sanırım..sezgisel cevaplarım :)  hergün bir sorunu okuyup düşünmeye devam edeceğim..



Yorumlar

  1. Birkaç yazıdır adımı her gördüğümde seviniyorum, hep tepki veremesem de, beni de senin yazdıkların düşündürüyor, çok iyi oldubu iş :) Bu yılın en iyi getirisisin benim için açık söyleyeyim, keşke daha önce keşfetseymişim diyorum..
    Şu orta paragraf. Kızım bir konuda zorlanıyor bu sıra. Zor bir çocuktur ama kendini de yoruyor bu sıra.. Ona bu 2. paragraftaki gibi davranıyorum, inanıyorum diyorum, ihtiyacı olanları söylüyorum ama kendi içten inanmadıkça buna, başkalarının ne dediği hiç etki etmiyor... Bu benim için yeni bir durum çünkü ben de kendi içimden çok başkalarının ne dediğine uygun yaşadım büyük bölümünü hayatımın. Başkaları tabii en yakın daire, yani elalem değil ama anne baba koca dost çocuk falan işte.. Onlar ne dese inandım, kendi sesimi bastırdım. Şimdi kızımın - olumsuz anlamda da olsa - dış seslere kapatıp kendini, sadece kendi sesine odaklanması - bana ilginç geliyor... İkimizin arasındaki tek fark; o bunu hem olumsuz hem olumlu anlamda uygulayabilirken, benim aslında içsesimi yıllardır olumsuz anlamda dinlemem olmuş.. Bu daha da ilginç.

    YanıtlaSil
  2. ben de senin adını her gördüğümde seviniyorum :) iyi geliyorsun..bir denk düşme hali söz konusu sanırım..nasip, her şey nasip ama n'olur benle ilgili bir durum sanma..ben hala sayıklıyorum..
    kızlarımıza gelince ki benim de zor bir kızçem var ergenyus ve tam da dediğin gibi kendi iç sesine (olumlu/ olumsuz) ve kararlarına daha duyarlı..eh bizi de çocuklarımız pişirmeye devam edecek demek ki..bu modeller biraz böyle sanırım..aslında duymadığını, etki etmediğimizi sanmıyorum ama kendi işlem hızına göre içerde bunu döndürüp dışarıya kendince bir cevap olarak çıkartıyorlar..yapabileceğimiz en iyi şey sen de biliyorsun ki "yanındayım ve seviyorum" hissiyle beslemeye hem de hiç kımıldamayan bir tohumun başını günlerce bekler gibi sabırla "hiç bir işe yaramıyor " düşüncesine yenilmeden beklemeye devam etmek...şuna inanıyor ve güveniyorum iyi niyetli bakışımız ve duamız ve hatalı da olsa bazan yaptıklarımız mutlaka onlara su gibi geliyor..olcak olcak aşacaklar biz de aşacağız..ha o arada saçlar daha da beyazlayacak o kesin :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

selam Mardin

mektup-iki

kentsel dönüşen yaşlanıyor