hzr-17
Pencereden süzülerek gelen sabahın enerjik sarı ışığı tam ortadaki mutfak masasına vuruyor..Küçük vazodaki bir buket papatya cılız gövdelerini birbirine iyice yaklaştırmış ve ufacık hava baloncuklarının yamaçlarına birikmesinden gıdıklanır gibi minik kahkahalar atıyorlar..Beyaz keten bir örtü serili masada, üzerinde kahvaltı tabakları rengarenk..Vişne reçeli ve beyaz peynir bir dilim ekmeğin üzerinde serilip kalmışlar üst üste, simsiyah zeytinler ışıl ışıl, yanlarındaki yeşil zeytinlere bir garip bakıyorlar, hor görür gibi. Bal, tereyağı ve kaymak arasında iki cami arası beynamaz misali süzülüp kalmış..Yeşillikler, domates ve biber ve tabii ki çengelköylü salatalık bir yanda..Ekmeği çıtır koyalım, sıcacık..Çay demlendi..Hadi geç otur sandalyeye ben eksik olan en sevdiğim kahvaltılığı yaparken anlatmaya başlayayım bir yandan haftanın bıraktığı cümleleri..Ne mi yapacağım eh artık vakti geldi domatesler çıktı menemen tabi ki :) seversin değil mi? Sen başla bir yandan çay soğumasın, ...