hal dökümü..


Sevgili okur,

karşımdaki pencereden marmaradan bir parça gri gri bakıyor gözümün içine..günler sonra esintili ve gri bulutlu gökyüzü onu da ferahlatmış olmalı..fonda çalan parça bu..yağmurlar başlasa artık..havalardan bahsetmeden sohbete başlanamıyor mu yada illa ki bir yerinde mesela sohbetin tıkanır gibi olduğu o malum noktada birazcık hava durumu cümlesi bizde neyi açıyor, hangi kapıyı, hangi cümlenin yolunu..bilemiyorum..diğer kültürlerde de bizdeki kadar günlük hayat konuşmalarının ya da sohbetlerinin içine dahil oluyor mu acaba..belki eskimolar bunu dile getirme ihtiyacı hissetmiyordur, ne değişiyor ki sonuçta..bugün daha da soğuk ?!  :)  ya da ekvador ülkeleri..bizim yanıyoruz dediğimiz onlar için serin geceler olabilir ama her gün bizim gibi -abi çok sıcak yaaa  demiyorlardır muhtemelen..hiç bir bilgim yok..mantıksal yürüdüm ve değişimin olmadığı yerde bu konuşmanın anlamsızlığına vardım..o zaman biz bir değişimin farkındalığını dile getirip asıl anlatmak istediğimize köprü kuruyoruz sanırım..olabilir mi?

neyse..1 ağustosu gösteriyor takvimler..hayırla gelsin gelen..bu demek oluyor ki yazın da çekip gitmesine az kaldı..her şey gider her şey biter..bir gün biz de bu sahneden ineriz elbet..içinde dolanıp durduğum hayatın içimde oluşan yankılarını yazmak istedim kaç gündür lakin olmadı efendim olamadı..temmuzu 9-19-29 üçlemesi yapmaya niyet etmiştim vallahi kelime değil harf dökülmedi parmak uçlarımdan..siz deyin rehavet ve ihmalkarlık ben diyeyim valla içim şişti :)) malum çok dolu olmak da akışı bozar..hiç ülke gündemine dokunmayayım o bize her dakika farklı şekillerde dokunuyor zaten..öyle ki oyun hamurundan beter bir zihin-ruh-beden yamulması yaşıyoruz..valla yaşadığımızın üzerimizdeki etkilerini çok sonra daha iyi anlayacak ve anlatacağız..hani olay geçtikten sonra diyeceğim ya olay geçip biten bir şey olsa...neyse buradan keselim valla çok fena gayya kuyusu bu mesele..

buna rağmen günlük taze iyilik halleri bulmayı bilen ve bunu nerden öğrendiğini hatırlamayan her yurdum insanı gibi evet mutlu mesut değilse de -iyi ya şükür modunda yaşamaya devam ediyor muyuz üstelik hafif sevinme halleri esirik gülmeler falan olmuyor mu, pembe değilse de uçuk mavi hayaller kurmuyor muyuz..hepsi oluyor efendim hepsi oluyor :)) su akıyor yolunu buluyor hayat ki sudan yaratıldı o da akıyor yolunu buluyor tutuyor elini sana da yol gösteriyor..bak diyor mesela seni şu duvara çarptım ya hah anla ki o tarafa gitmeyeceksin o duvarı aşamazsın ama bak yandan usul usul akarken toprak ya zemini yumuşaktır dayanamaz sana yol verir..gibi..

uzun bir yolculuk yaptık eşimle..yıllar sonra  ikimiz baş başa ilk tatilimiz oldu..dört günlük bir şeydi :) o kadar çok yumruk yedik ki ikimizde ayrı ayrı konularda tek yolu mekanı terk edip uzaktan her şeye bakmak ve mümkünse biraz yaralarımızı sarmaktı..öyle de oldu..giderken yol terapisini ben ona yaptım, dönerken o bana..yol terapisi şu, gidiyorken yoldayken yani çevren hep değişiyor ama sen aynı ortamdayken anlatmak anlatmak anlatmak..dinleyen de arada sorar ya da yorum yapar..bu bana iyi geliyor zira ona da iyi geldi..ortak küme olan konularda konuşmak zaten tekrar ise de yine de gözden geçirdik, aynı yerde durduğumuzu aynı çözümleri bulduğumuzu gördük..bir de kişisel alanlarımızdaki konuları dile getirmek bile iyi geldi..hani hep kabullenmekle başlıyor diyor ya psikologlar falan çok doğru..bir şeyin adını, hattını ortaya koymak nesneleştirip dışına çıkarıp neyle uğraştığını görmene kolaylık oluyor..zaten ben biraz da yürürken yol bulan anlatırken anlayan bir insanım..sonuç hayır tabi ki bütün sorunlar çözülmedi ama biz tek tek ve birlikte daha iyiyiz..ve sanırım artık bunu daha sık yapacağız :) en azından yirmi küsur yıl beklemeyeceğiz :)) bir de arkadaşlar serserilik yapmaya da uygun olsun eşiniz valla çok eğlenceli oluyormuş :)) meğer ne ciddi takılıyormuşuz..anne-baba rolünden hatta karı-koca rolünden kafadar iki arkadaş/sevgili olmaya dönüşmek şahane :))

kendi dünyamda duvarlara çarpmalarım çok oldu..düşmelerim de..iyiyim yerimdeyim modunda devam ettim çünkü öyle olmak durumundayım..beklemediğim yerden ve kişilerden kırıldı kalbim..atların bacağı kırılınca vuruyorlar ya kalbimin o kırıkları baktım iyileşecek gibi değil vurdum..merhamet bazan böyle birşeymiş bunu da öğrendim..merhamet malum rahmet yani yaşatan hayat veren anlamında..kalbim eksik ama hayatta :) 

şimdilik bu kadar olsun..oh be biraz rahatladım..yazmakdan mı havadan mı...sahi hava diyorum bugün esiyor hatta serin...:)

sevgiler.

Yorumlar

  1. Ne iyi yapmışsınız... Bunu yapmak gerekiyor. İnsan çocukları biraz büyütünce anca zaman bulabiliyor (en azından benim durumumda böyle), inşallah iş işten geçmemiş olur....
    Tabak boş dönmesin:
    https://youtu.be/4-pERpJRMgs?si=-wodw-nqhPYLWkf6

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili C. inşallahına amin diyorum..
      senin sevdiklerin ne kadar şanslı insanlar, bu kadar özeni hayatlarında hazır bulmak çok özel bir şey..
      evet çocuklar ve pek çok şeyden sonra bu yine yeni yeniden birliktelikler başka oluyormuş :)
      teşekkür ederim tabaktaki için..

      Sil
  2. Disaridaki gundemin yorucu olmasi icerideki iyi aliskanliklari guclendiriyor. Iyiye daha sıkı tutunuyor, elindekileri guzellestiriyor, yapici ve surdurulebilir zihinsel iyilik hali icin adimlar atiyorsunuz. Gercekten emek vermeyi bilen, akilli (ve huzurlu olmaya kararli) insanlar icin disaridaki sartlar yolu engebeli yapabilir ama ,dedigin gibi: Yol almak isteyen, yine yolunu bulur. Aldiginiz yoldan dolayi sizi ictenlikle tebrik ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) teşekkür ediyorum..zor oluyor ama oluyor..dediklerin ne kıymetli..bunlarda insana dair ilginç kuvvet alanları işte..yeni hedefim ne fısıldayayım mı :) tek başına bir kaç gün kaçmak kimsesiz sessiz kendimle bambaşka bir yerde..:))))

      Sil
  3. Hepimiz çok yorulduk gündemden, ne kadar iyi yapmışsınız, öyle ihtiyacım var ki bir seyahate, çok bunaldım Temmuz'da, sağlık sorunları, stresler, memleket hallerine girmeyelim zaten. Benim en kıyak yol arkadaşım kız kardeşimdir. Yıllardır birlikte gezeriz, birbirimizin saçma huylarına tahammül etmeyi öğrendik, rastgele biriyle (hatta kocamla bile) 15 dakikada bir çişim geldi desem yarı yolda koyar gider beni sidikli diye (abarttım biraz), bizse sakince tuvalet aramaya başlarız :))
    Ağustos ülkeye ve bizlere huzur getirsin dilerim, biraz daha sık yazın, özletmeyin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) çok güldüm yaa..ee kız kardeşlik haldaşlık başka bir şey..ama her kız kardeş sizin gibi olamıyor misal görümcelerim :)) hahaha.... onları mı anlatsam acep birazcık dedikodu olur ama nasılsa kimse tanımıyor
      inşallah getirsin güzellikler en azından bunca üst üste gelmesin zorluklar..çok sevgiler.

      Sil
  4. "Üç tutku yönlendirdi hayatımı: Sevgi açlığı, bilgi arayışı ve başkalarının acılarına yönelik dayanılmaz bir merhamet. Aşk ve bilgi göklere yükseltti ama merhamet her seferinde çekip yere indirdi beni."

    Bertrand Russell demiş bunu ve daha az evvel denk gelmiştim bu sözüne.
    Ne güzel bir terapiymiş o:) Yolun iyileştirici gücü olduğunu düşünürüm hep ve eşinizle böyle tatlı bir yöntem bulmanız, siz anlatırken onun susup sadece sizi dinlemesi ve sizin de aynı şekilde onu dinlemeniz; düşüncesi bile ne iyi geldi. Ve ne kadar haklısınız. Kocamla bunu yapmak gerek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgili Annabell
      Russell iyi demiş güzel demiş aldım heybeye attım..aşk, kim kaybetmiş ki biz bulalım; bilgi desen malumattan boğuldu sesi; eh merhamette olduğu kadar elimizde kalanla..
      valla uydurma ev yapımı terapi falan ama işe yarıyor bazı zamanlar tavsiye ederim..aslında bunun kız kıza modeli daha iyi :)) hatta çok eğlenceli çaktırma :)
      çok teşekkürler uğradığın için ve sevgiler..kızçeyi de öptüm.

      Sil
  5. Bu yazıyı okuyunca sanki bir beş çayı hasbıhalı havasında içten, samimi. Marmara’nın grisi, yol terapisi, hayatın iniş çıkışları. Her kelime tanıdık her his bildik ama bu bloğun asıl sihri, sadece yazıda değil, yorumlarda da devam eden o sohbet havası. Birkaç gün sonra geri dönüp baktığımda, yeni bir yazı olmasa bile yorumları okuyorum birinin yazdığı bir detay ya da paylaştığı bir şarkı beni tekrar yazıya çekiyor. “Aaa, bu neye demiş ki?” deyip baştan sona bir daha okuyorum. Sonra senin yorumlara verdiğin cevapları bekliyorum, sanki bir arkadaş grubuyla muhabbetteymişiz gibi. Bu blog, yazıyla, yorumlarla, cevaplarla adeta yaşayan bir yer. iyi ki yazıyorsun, iyi ki bu sohbetin bir parçasıyız

    Vesselam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) iyi ki bu yorumu yazdınız çünkü kesinlikle olmasından en hoşnut olduğum durum bu..
      kocaman bir çınar ağacı gölgesinde kocaman bir masa..gelen gelip oturup biraz sohbete katılan kalkıp giden ardından devam eden parça parça ve bütün konuşmalar bu sohbetin parçası ve ben bun çoook seviyorum..yazan okuyan herkes çok kıymetli katkı sağlıyor buna ve evet bu bitmeyen bir beş çayı :)))
      şu günlük telaşe işlerimi yapayım bugünkü beş çayı yanına da geliyor hafif bir yaz tatlısı:))en azından aklımda var bi şeyler..:)) çok sevgi çok selam..

      Sil
  6. Yolda olmak bana da çok iyi gelir şöyle basıp gidiyor-muşum gibi havalı havalı da olur:) hele bir de yanında hayat yolculuğunda eşlik eden kişi kadar seni bilen rahat ettiğin biri varsa tadından yenmez..Okurken gözümde canlandırdım sizi yolda ama bir baktım onlar biziz ay kaçma zamanımız geldi bizimde belli ki!. Annemi ablama emanet edip az biraz gideceğiz ama arka koltukta ergen iki oğulla..Büyüdüler gerçi biz onların duymaması gereken derinlikteki sohbeti kulaklıklarını takıp bizden sıkıldıklarında yapabiliyoruz. Ve tam da anlattığın gibi oluyor. yol tam bir terapi yalnız halden anlayana kimi o küçücük alanda savaşarak gidiyor..(Misal benim ergenler bazı bazı:))) Özlemişim gelip uğramayı bir beş çayı sohbetine dahil olmayı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi ki geldin, ne güzel geldin..
      gidin gidin hatta ayrıca baş başa da gidin..valla çok iyi oluyormuş :))
      ergenlerle yol bilmem mi nasıl güzel olur :))
      yaaa özlemişim ben de..sarıldım..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2

hzr-16