yeşilçam mı burası..
Klişe mi diyorlardı, hani filmlerde falan başroldeki adamın yahut kadının onulmaz bir hastalığı meydana çıkar üstelik tam da kavuşacakken, aşktan ve mutluluktan ( bu iki kelime yan yana olmaz zaten ya neyse) ( şaire selam olsun haklıydı :) ayakları yerden kesilmiş sarhoşken, doktor naçar haberi verir..bizimki de bu derdi/hastalığı diğerinden saklar, kendini uzaklaştırır genelde de nefret ettirerek terk ettirir vs...hasta olurum bu numaralara..sinirden tabi ki..kardeşim sen niye saklıyor bin türlü numara yapıyorsun neyse ne söyle işte derdini apaçık..yok efendim ona bunu yapamazmış da acınmaktan korkarmış da falan da filan da..bir insanın sevdiği değer verdiği insandan hayatındaki derdi saklıyor olması sevgi ile bağdaşamıcak çook uzak bir hareket..neyse burayı uzatmayalım anladınız mevzuyu..
annemle geçen günlerde bir şey yaşadık..adı ne bilmiyorum olay şöyle..ondan gerçekten kırk yılın başı bir şey istedim ve bu çok önemliydi..sadece biraz zamanını alacak onun için çok basit bir şey..isteğimin önemi çocuklarımla ilgili..yani herkes yavrusunu düşünür ya..neyse..yapmadı ve bunu bana söylerken sebebini açıkca söylemedi..yoldaydım..o kadar ani düştüm ki ( içimde tabi) bütün kırgınlığımla kaldım..bunu sesimden anladı ama tutmadı elimi..oysa benim annem bu değil ama yaşlandıkça artan pürüzlerimiz var, bu da onlardan biri mi falan diye düşünerek ağladım..
insanın annesine kırılması başka acıtıyor..babamla ilişkim ilk gençliğimden belki orta yaşlara kadar hep gerilimliydi..hatta yeni yetmeyken ondan nefret ettiğimi söylerdim..( çünkü için için onu çok seviyordum hayrandım) ama beni hayal kırıklığına uğratan davranışları olurdu, özellikle anneme karşı kırıcı olduğunda ya da bize karşı fazla sert tavır takındığında..neyse yani zıtlaşarak geçti uzun bir dönem..ama yaşım ilerledikçe ve yaşam çeşit çeşit haller yaşattıkça ona da bana da, birbirimize yaklaştık ya da ben onu anlamaya başladım o da beni sevdiğini daha düzgün ifade etmeye..şimdi durumlar çoook daha iyi :) lakin annemle başlarda olan o çok yakın anne-kız ilişkimiz gittikçe zorlaşıyor tam tersi bir şekilde..oysa o benim annem değil sırdaşım, arkadaşım, herşeyim..dünya üzerinde daha yapıcı daha sabırlı bir kadın tanımadım..üzülürdüm eskiden kendimce onun çok çektiğini düşünerek( bazı konularda hayatın yükünü çok çekti gerçekten ) ama artık beni duymuyor dinlemiyor ve anlatmıyor..ve yaşlandıkça meydana çıkan bencilleşme hastalığına onun da tutulduğunu düşünmeye başladım..
o günün sonrasında bir iki gün soğuma evresi için boşluk bırakıp tabi ki konuyu konuşmak için aradım..bu benim tarzım, aklımdaki içimdeki her neyse takılı kalmak yerine konuşmalıyım gerekiyorsa kavgası edilir tartışılır üzülünür ama iltihabı kalmaz..konuşunca ortaya çıktı ki bana o gün beni üzmemek için söylemediği bir nedenle isteğime karşı duyarsız gibi kalmış..buna kızmakla beraber rahatladım geç de olsa konuştuk diye..hayal kırıklığımı anlaması buna rağmen onu çok sevdiğimi bilmesi gerekiyordu..öyle de oldu..
bugün başka bir canım ciğerim arakadaşımla konuştuk..bir süredir bişi oldu ve koptuk ve ben hiç bir şey bilmiyorum..bir kaç deneme hareketim de ters tepince beklemeye başladım..uzaklaşmasının sebebini ve bunun bana ne yaptığını ve aslında ne yapacağımı bilememenin nasıl zor olduğunu söyleyerek olan neyse açıkca anlatmasını istedim..inceldiği yerden kopsun ama niye inceldi onu bileyim..nihayet düğümün biraz çözülme vakti geldiğinden mi nedir anlattı..hayatında benim müdahale edemiyeceğim çok büyük çok ciddi ve ailevi problemler ve dahası..velhasıl benim de çok yüküm var diye düşünüp beni korumak üzmemek için paylaşmamış...e ama bu mu yani...
ezcümle canım okur, bu klişelerden mi kötülüğe giden yolun taşları iyi niyetten oluşur sözünün gerçekliğinden mi bilmiyorum ama iyi niyetle korumaya çalışırken daha çok kırıp üzdüğümüz üstelik belirsizliğin ve boşluğun içine hapsederek aslında daha çok zarar verdiğimiz insanlar olmasın nolur..evet her şey her zaman kolaylıkla konuşulamıyor her şeyin vakti vardır çok doğru..hele ki bazı dertler zaten dile bile gelmiyor anlarım ama bu hali de dile getirmenin yolları var mutlaka..çekip gideceğiz zaten şunun şurasında en uzun yaşasak kaç yılcık, onu bari bin türlü ali cengiz oyunlarına zaman harcayarak değil, samimi açık net olarak ( mümkün olduğunca) yaşayalım..herkes farklı düşünebilir tabi ki ama ne bileyim canım sıkılıyor böyle şeylere..
o başroldeki adam bana açıkca söylese ve ben seçsem ne yapacağımı..değil mi ama :)
bak cüneytciğim, bak kadirim, tarıkcığım ah ayhancığım lütfen bırak ben zannettiğin kadar güçsüz ve aptal değilim ve belki seni gerçekten terk etmeme dayanamıyacaksın ama edebileceğimi yaşamayı neden denemiyorsun..ya da gerçekten kalmayı seçmemi..yani seçmemi..yani...off ..
öyle işte..
Bizim ailede bu verdiğin örnekler çoktur, aman üzülmesin diye söylememek, açılmamak.. Halbuki insanı insandan uzaklaştıran tam da bu; açılmamak. Özellikle hastalıklarda çok yaparlar, hiçbir şey söylemezler taaa ki durum artık içinden çıkılmaz bir hal olana dek. Sonra söylerler sinirlensen mi, üzülsen mi bilemezsin.... Onlara göre iyi niyet, koruma ihtiyacı, sana göre enayi yerine konmak, paylaşacak değeri vermemek vs. Çok çektim bunlardan çok...... Keşke artık umursamıyorum desem ama değil, çekiyorum hala......
YanıtlaSilişte bunlar hep eskiden beri süregelen yanlış tavırlar bence..eşit ilişki seviyesi kuramamak..zaten özünde kişisel bir yerlere de dayanıyor mesele ya..neyse..
Silbiz yapmayalım bari..mesele ölçü biraz da ..kardeşim ya hep sakla gerçekten bozma dengeyi ya da bozuluyorsa ki bozulur açık ol...bu kadar..
ah kardeş çekeceğiz mecbur çünkü bu işler hep en yakınlarımızla oluyor zaten...en yakınımız yaralıyor en derinden..
Aklıma birkaç yıl önce festivalde seyrettiğim bir Kanada-Fransa filmi geldi. Juste la fin du monde (it's only the end of the world). Ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir yazar yıllar sonra aile evine durumunu anlatmak için döner ama söyler mi? Üstüne çok konuşup tartıştığımı hatırlıyorum. Herkes kendiyle meşguldür de paralel evrenler birbiriyle bir türlü kavuşamaz. Şu geçen bir kaç gün içinde de yakın arkadaşlarımızla ebeveynlerimizn yaşlandığını, değiştiğini, ilişkilerimizin de bundan etkilendiğini konuştuk. Zamanlamayı bir şekilde yakalayabilmek ve konuşabilmek öyle kıymetli ki..Kendi tarafınızda adımlar atıp açıklığa kavuşturabilmeniz ne ferahlatıcı. Güneyli denizlerin üstünden, kocaman bir ayın altından sevgiler..
YanıtlaSilah filmi hemen izleyeyim merak ettim..teşekkürler yazdığın için..
Silya yaşlanmak hepimizin aynı anda başına geliyor, orta kuşak olmak o nedenle daha zor..yani ebeveyn yaşlı sen yaşlanıyorsun e çocuğun da büyüyor..denge- köprü noktasısın ama senin zorluğun burda zaten..yaşamak müşkil bir iş..güzel özenli itinayla yaş almak daha da özel bir konu..gerile gevşeye yapıyoruz bir şeyler tam öğrendik derken kulak memesi kıvamında olmayı hop süre bitiyor:))olacak olacak bi şekilde..
Luna ya çooook dolu sevgiler..luna ve Luna harika ikili:))
Anne hikayeleri gunu olmus, bu arada yaslilik da bir faktor, yaslilikta baska turlu bir bosvermislik geliyor sanki , fabrika ayarlarina mi donuyor kisi? nedir ama birseyler oldugu kesin.
YanıtlaSil:) evet seni okurken farkettim ki rüzgar aynı yerden esmiş aynı dağların doruklarından buz gibi hava getirmiş..yaşlılıkla meydana çıkan bir şey var..kişilerin belki örtbas edebildikleri o denizaltı yüzeyi gibi çıkıntılar daha bir meydana çıkıyor..sular çekiliyor çünkü ismiyle ters olarak, hayat çekiliyor ve coğrafyan belki burada da kaderin oluyor..
Silbilemiyorum ama düşünüyorum...
Merhaba Sevgili kumçocuk;
YanıtlaSilMomentos'da görünce bir ziyaret etmek istedim:)
Ben de son zamanlarda annemle bu tür sorunlar yaşıyorum. Bir derdi, sıkıntısı olduğu belli ama içini adam akıllı dökmüyor, yardımcı olmama izin vermiyor. Üzülüyorum. Ben de yaşın ilerlemesine veriyorum ama bir çözüm yolu olmasını da isterdim tabii.
Annenizle ve arkadaşınızla konuşmayı başarmanıza sevindim:) Umarım ciddi bir şeyi yoktur annenizin. Arkadaşınız için de kolaylıklar diliyorum.
hoş geldin sevgili Sude,
Sil:) Momentos çok şık bir güzellik yapmış, müstefid olduk :))
anneler ah anneler, babalar, insanlar, bizler yani...of ki off..iyi olsunlar olalım herkese kolaylık duası edelim, elden ele iyilik ve sevgi uzatalım, arada yorulup kavganın ve sevginin yorgunluğu geçene kadar uzanıp uyuyalım...yaşayalım velhasıl..
yine gel, beklerim :)
sevgiler..
Yazını okurken ister istemez senin böylesi bir durumda nasıl davrandığını sormak geldi aklıma. Hayatın bazı toplarını o an iyi ve şık bir hareketle karşılamak mümkün olmuyor, tenis maçındaki o güzel servisleri karşılamak için nasıl bir pürdikkat hali olduğunu hatırla.
YanıtlaSilTamamıyla katıldığım konu ise gizlemek ilişkiye yapılan sessiz sabotajdır. :)
Sevgiler
sevgili Anna,
Silhepimiz hayatın acemisiyiz son nefese kadar, tecrübe diye biriktirdiğimiz şeyler de zaman zaman buhar olup uçuyor..çok doğru o şık ve doğru ve iyi ve güzel karşılama hareketini yapmak her durumda olmayabiliyor ve bunu kabulle başlayalım..
akut ve kronik iki durum var..konik durumlarda en azından benim gibi anlatmayı seven biri herkese gerekli miktarda yeterli paylaşım çoktan yapmış oluyor..:) bu da incelikli bir mesele ya geçelim..asıl sorun akut, anlık durumlarda doğru ve yeterli açıklık..evet bunu yönetmek bir tür maharet kabul ve benim de çok mahir olduğum söylenemez..yine de bana nasıl davranılmasını istiyorsam öyle davranma ilkesini koruyorum..sonra da varsa kırılıp dökülmeler ortalığı toparlıyorum diyelim:))
sevgi ve selam üzerine olsun :))