Rutin dışı-9
dün akşam gün batımına doğru hem yürümek hem fotoğraf çekmek kastıyla sahile indim..normalde etrafıma mütemadiyen :) dikkatliyimdir çünkü her an her yerden bişi; çocuk, kedi, köpek, top ah en çok da top, mutlaka gelir ayağımın yanına :), bisikletli, seyyar satıcı, uzaktan kumandalı model araba vb. çıkabiliyor..
elimde makina olunca ona buna farklı bakmak, ayarlarıyla oynamak falan derken bir yere bakarak yürümeye devam ediyordum ki bir şeye çarptım..daha doğrsu bana biri çarptı..o bir yere kaykayı diğer yana düştü ben geriye çekilerek kaldım olduğum yerde..eğilip hemen elimi omzuna koydum iyi misin, özür dilerim benim hatam diyerek..o, kahverengi gözleri kızgınlıkla gurur arasında bir yerde kalmış ama yine de şaşkın bana baktı..kaykayı kaldırdım, onu elinden tuttum..hızlıca göz attığım kadarıyla bir şey olmadığını anladığımda daha da rahat tebessüm ederek bakıyordum..o da biraz kararsız bir tebessümle karşılık verdi..kalktı hiç konuşmadan kaykayını alıp uzaklaştı..tam bir aşkın ilk karşılaşma anıydı :)) yaşı çok küçük ama neden olmasın..dört beş yaşında yakışıklı bir erkek çocuğuna da aşık olmak olası ve bence güzel :)) ben yerden doğruldum dönüp yürümeye devam ettim..dönüşte karşılaştık seri bir şekilde kaykayına biniyordu ve etrafımda bir kaç tur döndü :)) gözdağı mı vermek istedi anlamadım çünkü sert bakıyordu..oysa ben yine bütün sevgimi gözlerimden fışkırtmaya başlamış gülümsüyordum..en sonunda bastı gitti..bu da böyle bir anı oldu..o unutacak beni ama ben onu kaydettim..haberi yok :))
son haftaymış rutin dışı serisinde..güneş tutulmasına doğru hızla sessiz ve karanlık uzay boşluğunda döne döne ilerlerken sevgili mavi gezegenim biz faniler böyle şeyler yaşıyoruz kocaman olayların satır aralarında..işte bunlara hayatım deyip dertop edip yanımda götüreceğim..
bugün sevgili vnf.yi okurken aklıma bir anım geldi..çoook seneler önce erkek kardeşim ısparta'da üniversite okurken ona misafir gitmiştim.. bir iki gün için de antalya'ya geçtik ki gezelim görelim..ama bu doksanlı yılların sonları falan..neyse antalya otogardan bindik bir halk otobüsüydü galiba gidiyoruz ama hiç bir yeri bilmiyoruz..sadece merkeze gidelim bir yer bulalım bakarız modundayız..otobüsün şöförüne sorduk..adamcağızı aldı mı bi dert hem tarif ediyor şurda şu burda bu falan hem nerde kalacaksınız nasıl olacak işte dikkat edin falan anlatıyor da anlatıyor..sandım ki babam istanbuldan uçtu geldi kılık değiştiridi şöfor kılığında bizim için handikaplar endişeler girdabında boğulmamak için cebelleşiyor :)) gülsem mi ağlasam mı..tamam amca biz hallederiz merak etme falan diyerek merkezde inmiştik..çok iyi hissettiren kol kanat gerildiğini bilmenin sıcaklığında şımarma hakkı tanıyan bir andı.. :))
sevgili okur biri taze bir oldukça bayat iki anıyla huzurlarınızdan şimdilik ayrılıyor sizlere esenlikler diliyorum efenim..
kalın sağlıcakla :)
İlk anıya gülümsedim, sarıldım, ikincisine kahkaha attım, sonra içim ısındı. Güzel yazıyor, canlandırıyorsunuz vesselam.
YanıtlaSilSerimiz bitiyor diye bir hüzün dalgası mı hissettim satır aralarında yoksa, küçüüük minnak bir şey? Son yazıdan geriye doğru geziniyor, rutin dışı blogdaşlarını okuyorum. Arkada sizin 40s jazz classic çalıyor. Güzel, pek güzel... :)