Kayıtlar

ikide bir-15

Sevgili C.  o gün " hadi sen de gel" diye bu ikide bir serisine çağrı yapmasaydın bu güzel "ilk 11'in" içinde olmayacaktım..tam da artık bloga yazmak konusunda çatallaşmış bir niyetim oluşmuşken( artık yazmasam mı/yok yahu yaz işte) tam bir enerji kaybı dönemine girmişken başka yönden esen bu rüzgar açıkcası bana çok iyi geldi.. sevgili Neslihan, çok güzel kaptanlık yaptın, yolcular senin dümeni sağlam tutman sayesinde seyrü sefer etmekten bence daha bir keyif aldı..kesinlikle ortak bilinç alanının etkisi oluştu ve birbirimize temas ettik..ben bunu biliyorum ama kanıtlayamam..on bir kişi olacağımızı bilmiyorduk ama gerçekten bir takım çıktı sanki..bu ilk maçtı ve bence hepimiz kazandık, oynamayı öğrenmek, bir diğerini göz ucuyla bile olsa hep takipte tutup kollamak, bir bütünün parçası olma zevkini ve sorumluluğunu paylaşmak çok büyük kazançlar..bu anlamda da kaptanlığın ile takımı bir arada tuttuğunu diğer yandan herkesin kendi alanlarında kendince oynamasını t...

ikide bir-14

Sanırım sona geliyoruz bu seride..kaptan sondan üçüncü yazı dediğine göre bir öncekine, bu da sondan evvelki oluyor..sonlar, başlangıçlar...döngülerce... size başka bir mavinin kıyısından yazacağım inşallah dediğim yerdeyim..akdenizin dalga sesleri oturduğum balkona kadar geliyor..burası sessiz bir köy..tam anlamıyla gürültüsüz..sadece tabiatın sesleri var hani o duyunca hepimize bir kalbimiz olduğunu hatırlatan sesleri..hafif esen meltem ve çayım..bir yandan deniz dalgalarının şarkısını dinliyorum bir yandan cırcır böceklerinin sesini..diğer yandan da blogları bir an evvel okumak istiyorum..önce biraz yazayım ama değil mi.. bugün senenin ilk denize girme anı yaşandı..bu benim için gerçek bir şifa..o tuzlu suya her adımda biraz daha battıkça en sonunda içinde kaybolup yeniden başımı sudan çıkarttığımda bişi oluyor..anne karnından doğmak gibi bişi...sonrası böyle değil ilki ise hep böyle... salaş bir tatil bizimkisi...kafamıza göre gönlümüze göre ve tabi ki kesemize göre..bir haftalığın...

ikide bir-13

Bugün bavul hazırlamam lazım ve bağlantılı bir seri iş..bir sonraki yazı canım marmara kıyısından değil başka bir mavinin kıyısından yazılacak inşallah...ama şimdi; fonda şu şarkı çalıyor ekranımda sevgili Hayal Kahvem'in esmek başlıklı paylaşımına bakıp altındaki alıntıyı okuyorum..gözlerim mazide bir yerlere dalıyor...hatta aklıma amerikan güzeli filmindeki şu meşhur rüzgarda salınan naylon poşet sahnesi geliyor ve daha başka şeyler.. az önce okuduğum sevgili vnf. nin cevap beklemeyen sorularından sonuncusunu düşünüyorum..cümleler diyorum sadece kelimelerden mi oluşuyor peki? galiba hayır.. e haydi o zaman, yolcu yolunda gerek.. 13. yazı bu kadar..on üç sayısını da çok severim demiş miydim..ne çok şey sevebiliyor insan, küçücük varlığıyla..biraz da bunu düşüneyim.. seviliyorsunuz...siz efendim evet siz..hepiniz.. görüşmek üzere...

ikide bir-12

  Bugün daha bir sıcak sanki..eh yaz kendini hissettirecek artık, onun sahnesi geldi..ikindi vakti ama ilk demleri yani sıcaklığın ve ışığın yumuşak hale geçmesine daha vakit var..evimin en gölgesi bol serince odasına ve oğulcanımın masasına kuruldum..kahvem yanımda mis gibi kokuyor..dışarda bir serçe şakıması bir de daimi fon martı sesleri..başka ses yok..müzik yok..tamamıyla burda bu beyaz sayfanın karşısındayım..derin nefes alıyorum.. ( bunu niye yazıyorum biliyor musun ne zaman okuduğum metinde derin nefes almak cümlesi geçse o anda istemsizce bunu yaparım ve aslında ne kadar iyi geldiğini fark ederim..o nedenle arada gün içinde etrafıma yaptığım gibi burada yazarken cümle içinde kullanmak istiyorum ki sana da iyi gelsin..nefes canım çok önemli..malum insanız unutmaya meyyaliz ve ilginç olan şu ki en önemli ve basit/temel şeyleri unutmaya daha çok, nedense?!..) günün buraya kadar olan bölümünü bir kapının ardına bıraktım..bu yazıyı yazdıktan sonraki bölümü de diğer kapıda..yani...

ikide bir-11

Podcast dinlemeyi seviyorum. İşin doğrusu podcastten önce de youtube ondan önce radyo veya bir şekilde müzik( ah işte tahmin edersiniz kasetten cd ye oradan mp3 lere kadar her devrini de yaşadık maşallah:) hata bazen yanımda konuşan bir insanı (hi hi çok severim konuşarak dinleyerek iş yapmayı) olmadı kendi kendimi şarkı-türkü-söylenme- kendi kendine tartışma :)  artık o anın ahvali neyi gerektiriyorsa kısacası dinlemeyi seviyorum, dinleyerek bedenen çalıştığım işler ev işleri, yemek vs. daha çabuk bitiyor ve o zamanı daha da anlamlı geçirmiş gibi hissediyorum..(zıddı düşüncem de var onu sonra yazacağım)  bugün özellikle çok işim vardı evde çünkü bütün hafta sonu dışarda geçti..dün alış veriş nedeniyle günün büyük kısmını harcadık, sonra da akşam kızımla arkadaşının resim sergisine gitmek vesilesiyle kalanını yaşadık.. dolayısıyla bugün iş yığını beni bekliyordu ve buna uygun en sevdiğim podcastlerden Ben Okurum'un son kaydını açtım.. orada bir cümle geçti "duygularına düşünce...

ikide bir-10

Akşam yürüyüşünden geldim..kendime güzel bir meyve tabağı yaptım (tabi ki ev ahalisinin kalanı da nasiplendi)..çay zaten demleniyor..sahil cumartesi akşamı olmasından sebep daha da kalabalık ve hareketliydi..ve miss gibi ıhlamur kokusu sarmıştı yine..günlerdir alıyorum bu kokuyu ya..kokusu bile nasıl sakinlik veriyor.. insanları izledim yürürken..biraz denizi biraz çocukları biraz martıları..kulağımdaki müziği durdurup öylece seyrederken her şey ne kadar olması gerektiği gibi yerli yerince ve aslında hayat ne kadar da güzel, sakin ve mutlu bir şeymiş gibi ikna edici geldi..en azından bir müddet...kulaklığı da çıkarıp konuşmalar eklenince ise kargaşası, kaosu ve görünmeyen ama etkileyen o gerginliği kelime kelime akmaya başladı, şükür ki kahkahası, çocuk kıkırdaması, şarkısı da eklendi en güzelinden..yine de her şey yolundaymış gibi bir akşamdı.. bugün sabahtan itibaren hareketli bir gündü aslında..sevgili kuzanlerle toplandığımız o şahane bol konuşmalı kahkahalı ve yemeli içmeli kızlar...

ikide bir-9

  Az önce bütün ikide bir serisi blogdaşlarımın yazılarını okuyup geldim buraya..senkronize olmak mı diyoruz buna acaba sevgili Neslihan, biri bunu açıklasın.. şöyle ki, sevgili Leylan'ın annesiyle yaşadığı macera ve "medeni insanlar gibi" sözüyle anne kapağı :))      ( ay çok güldüm..anne sözü dinlemek lazım medeni insanlar gibi :) sonra sevgili C.nin yine bir gün hayatı sorgularken annecinin kiraz ile ilgili sözünü hatırlaması ( ki annemde çok sever bu sözü söylemeyi her kiraz mevsimi başladığında söyler :)   bu arada sevgili Tuğba'nın annesinin başına gelen kaza ve kırık olayının telaş  ve üzüntüsünü yaşarken kendini regüle etmek için kullandığı yöntemle sevgili Özge'nin annesi canım Tomris teyzemizin diyaliz sürecinde kendine dondurmalı terapi ile aynı hizalanmayı regülasyonu yaşaması.. diğer yandan İtalyadan dönmüş olması muhtemel Sevgili Neslihan ile İtalyan misafirlerini ağırlayan sevgili Avare Balon'un  gündeminin paralelliği.. Ah sevgili ...