kentsel dönüşen yaşlanıyor

 Kentsel dönüşüm için yıkılan evlerden biri onlarınki. Ellerinde avuçlarında biriktirdikleri ile satın aldıkları kendi hayallerince küçücük iki göz oda diye kurdukları bir yuvaydı. Senelerin şahitliği olan duvarları evet yaşlanmıştı tıpkı onlar gibi. İlk çocuklarının ölümü, ikinci sevinçleri üçüncünün hastalıkları ve yaslara sevinçlere ya da neşe ve şükre bandırılmış günler..Kalabalık akşam oturmaları şen kahkahalar çıtlamalı höpürdetmeli camdan taşan hayat..hayat akmıştı o evlerinin içinde. hayat büyümüş genişlemiş ağlamış gülmüş ve azalmıştı. Komşular değişmiş adres aynı kalmıştı. Hikaye kopmadan sürüyordu.

Yine öyle olsun diye yıkılan ve dönüşen hayatlarının yakınında bir evde kiracı oldular. Yeni doğan yuvaya da şahit olmak göz kulak olmak hazır olmak niyetiyle belki. Dönüşüm zaman ister ama onların yaşlanmış günleri kolay dönüşemiyor.. Adres değişince odalar değişince eşyalar azalınca anahtarı bile saklanan eski evin rüyalardaki hayaleti daha bir sağlam durdu.. Alışmak kolay mı yeniden yeniye. Ev demek yuva demek. Öyle kolayca taşınılan bir dal değil. Emek demek sinmek demek hücrelerinden duvarlarına. Kentsel dönüşüyor hayatları. Ne kadar yakın oysa ve daha dün aynı sokak burası diye yarım kalan cümleler ve daha korkutan bir dünya. Yaşlandım ben diyor bir sabah birden bir adam. Olsun diyor kadın yaşadık da ondan. Yaslarını yaşlarını yaşadıklarını gözyaşlarını paylaşarak dönüşüyorlar. Evlatların eli uzak değil hep ellerinin yanında..Yine de anne ve babaydık  biz o evde şimdi çocuk olduk sanki çocuklarımıza diye kırık bir cümle asıyorlar her gece kapının ardındaki askıya. uzun ve uykusuz geceler uzun ve sıcak günler boyunca kentsel bir sel oluyor hayat. dönüşüyorlar.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2

hzr-16