ramazan-17
" hayal kurmayı öğrenmek bir adaya kaçmaktır..edebiyat bu dünyaya mecbur olmadığını kendine yeni bir dünyayı tahayyül yoluyla kurabilme imkanı veren bir alan ..bu yüzden edebiyata kaçıyoruz beklide" diyordu bir söyleşisinde Ercan Kesal..katılıyorum tümüyle..
ramazan ayı doğası gereği bir şeylerin yerini ve önemini değiştiriyor..herkesin kendincedir bu durumu..mesela ben kitap okuma rutinimi değiştiriyor, biraz da bilinçli bir kararla uzak duruyorum yoğun edebiyat okumalarından zira bu ara her anlamda iyi geliyor diye düşünüyorum..ama özledim o kaçışları bunu da not düşeyim dedim..
bugün şunu düşündüm..pandemi günlerinin belirsizliğinde insanlar yapıp bitirdikleri(!) işlerle kendilerini sakinleştirdiler diye bir tespit duymuştum.. biz belirsizliğe pek dayanıklı canlılar değiliz..o zorlu psikolojide dayanıklı durmak için çapa attığımız bir iş olmalı ki başı sonu belli olmalı..yani mesela evde ekmek yapmak..başı sonu belli ürünü görüyor tamamlanma duygusunu tatmin ediyorsun..böylece belirgin alanın beslediği bir duygu hali oluyor herhalde..veya sınırı çizilmiş adedi belli bir iş..velhasıl sınır insan için önemli bir konu..neyse diyeceğim şu ki kerim kitapda buyrulur ki ramazan ayı için "sayılı günler"... tefsir tevil anlamlarını bilemem bana söylediği şeyi sana anlatıyorum..bu sayılı yani sınırlı günleri tamamlamak insanın ahir ömründe şunu da yaptım diyebileceği yaptım bitirdim diyebileceği bir dayanak noktası gibi gelmiyor mu sanada..net yani..günü sayısı yapılacağı belli..psikolojik bir tatmin vermiyor mu bu..ne bileyim öyle bişiler düşündüm işte.
ben gideyim de bir kahve daha içeyim :)) yeterli doza erişemedim her halde ki toparlayamıyorum..ama anladın sen..zira dinleyen anlatandan arif gerek..
selametle.
Kesinlikle o psikolojik tatmini yaşayanlardanım. Yoksa bitiremedim, zamanım azaldı diye kendimi sıkıştırır dururum. :))
YanıtlaSil:)) hele ki biz kadınların bitmeyen iş listeleri düşünülürse kesinlikle sınır ve sayı iyidir..
Sil