ramazan-6
Dün mübarek ayın bendeki çağrışımları üzerinden gitmek istediğime karar vermiştim..çok güzel bir yorum gelmiş dünkü yazıya okuyun derim..neyse ordan ilhamla bu gece " teravih" diyelim..
yalnız önce bugün yine şahane güzel bir hava vardı..yani güneş ve açık gökyüzü anlamında..öyle olunca yeldir yepelek ( bu kelimeyi kullanmayı çok istiyordum oh kullandım rahatladım :) ) öğlenden sonra çıktık. ama sahilde dolaşırken hafiften buz gibi esintili kafa darbeleri aldığımdan mıdır nedir bilmem başım ağrıyor..çayımla kendime gelmeye çalışıyorum ama bakalım..bugün bostancı-suadiye taraflarında yürüdük değişiklik oldu..özlemişim o tarafları da bunu fark ettim..neyse efendim..
benim çocukluğumdan kalma öyle şen eğlenceli ya da ciddi herhangi bir teravih anım yok..çünkü hiç gitmedim sanırım..annemin buna fırsatı yoktu kadıncağız vardiyalı çalışmaktan ve evi çocukları için koşturmaktan böyle bir manevi hayat yaşamaktan yoksundu..babam ise kendince katılabildiği kadar ki o da ağır işçi olarak hep yorgun bir adamdı..velhasıl ailede cami bağı en kuvvetli kişi teyzemdi ki yaşı benden sadece on üç yaş büyük..meraklı ilgili okuyan canım teyzem..namaz kılmayı öğrenmemde ve belki ilk manevi duygu düşünce dünyası tohumları ekmede en etkili kişi odur..zaten bu anlamda yıllarca kopmayan bir paralel dolaşıklı bağlılığımız oldu.:)) onu sonra anlatırım..
zaten benim manevi hayat yolculuğum da başlı başına bir hikaye..bilmem anlatsam mı..
şöyle bir anı hatırıma geldi şimdi..üniversite zamanı..çok yakın bir kız arkadaşım vardı..ramazan..kadir gecesi hatta..bostancıda evleri ve ben o gece onda kalacağım..dedik hep günah hep günah bu gece hadi sevap yapalım camiye gidip namaz kılalım hem mübarek gece..gittik..ve nasıl dolu cami zaten küçük ve malumdur ki kadınlara hep en dar en sıkışık alanlar ayrılır, dopdolu..o kadar ki insan bazan secdeyi önündeki insanın sırtına yapmak durumunda kalır o gece öğrendim :))
neyse zaman zuhur değişti..mahalle camimize de gittim ferah ve güzel teravihler kıldım, istanbulumun bazı tarihi selatin camilerine de gittim ki en unutamadığım yine Süleymaniye Camiinde kıldığımız teravih namazıdır..zaten o da bir yaz ramazanındaydı...
kadın cemaat başka bir hikaye..birbirine müdahale o kadar rahat ki..ve herkes her şeyi iyi bildiğini sanıyor..ama yine de onlara kızamıyorum bizi camiden ve cemaat olma kültüründen uzak tutmak için elinden geleni yapan erkek egemen zihniyete kızıyorum..
her şeyi bir tarafa bırakalım yine de teravih en azından insanın ömründe bir kere bile olsa kendine hediye etmesi gereken çok farklı ve güzel bir deneyim diye düşünüyorum..yorum bırakan okuyucum gibi neşeli keyifli anıları olanları ise gıbtayla ve keyifle dinlediğim doğrudur..zaten ramazan aslında ve özünde bir neşedir sevinçdir..varolmanın en güzel şükrüdür..
neyse efendim baş ağrısıyla bu kadar oldu kusura bakılmaya varsa bir hatamız affola :))
ah be şimdi de aklım karagöz-hacivat geldi..o zaman şöyle bitirelim sözü
yıktık perdeyi eyledik viran
varayım sahibine haber vereyim heman.
Yorumlar
Yorum Gönder