hzr-19


" Aynı genç kadınla daha sonraları arkadaşlık etmeye başladığımızda, bana bir kitap verdi. Dostluk üzerine yazılmış belki de en ilginç metinlerden biri olan Anam Cara: A Book of Celtic Wisdom (Anam Cara: Bir Kelt Bilgeliği Kitabı), ismini Kelt inanışından gelen bir arkadaşlık anlatısından almıştı. Bu inanışa göre kişinin ruhu bedeninin etrafını görünmeyen bir hale gibi sarar. İki kişi derin ve kalıcı bir bağ kurduklarında ruhları birbirine karışır ve her ikisinden de daha güçlü bambaşka bir varlık haline gelir. Her insanın en az bir "Anam Cara"sı yani "ruh yoldaşı" vardır. Esas mesele, karşımıza çıktığında bu dost ruhu tanıyabilmektir. Ruh yoldaşımıza herhangi bir yerde rastlayabiliriz; eşimiz, arkadaşımız, ailemizden biri, ya da kısa bir süre için hayatımıza giren ve zorlu bir geçiş ânında elimizden tutan güvenilir bir rehber olabilir. Her ne şekilde buluşmuş olurlarsa olsunlar, benzersiz ve derin bir yakınlık kuran bu iki ruhun birlikteyken ayrı ayrı olduklarından çok daha büyük bir anlama açılacaklarına inanılır."

bu alıntı Meltem Gürle'nin son kitabı İrlanda Defteri'nden (sy54) alınmıştır..kitap bitmek üzere ve çok keyifli bir okuma lakin o ayrı konu..bu alıntıyı niye paylaştım ona gelelim..geçen hafta sevgili brownian yazının altına yorum bırakmıştı, ben de cevap yazarken aklıma bu paragraf geldi, paylaşırım demiştim ondan sebep..

birlikteyken çok daha büyük bir anlama açılmak...

insan, ilişkilerde yara aldığı kadar iyileşen, yanıldığı kadar gerçeklerle temas kuran bir canlı..özellikle bahsi geçen bir ilişki seviyesi kendine ve hayata dair büyük-küçük sorularla uğraşmak için en verimli habitat alan..her birimiz buna benzer anlar en azından yaşamışızdır diye düşünüyorum..kapıların kolay açıldığı anlar..çok güzel değil mi?

tabi her şeyin bir de ters halini düşünmeyi sevdiğim için şu da olmuyor mu..şöyle ki...tek tek çok daha anlamlı varlık halindeyken bir aradalık halinde ya da kurulan ilişki bağlarının etkisiyle bir nevi çökelti etkisi yaratması sonucu o bağın/ilişki halinin içinde daha alt seviyede varlık ve anlam derecesinde kendini bulmak..indirgeyen ilişki ..o sarmalayan ve besleyen daha güçlü üçüncü varlık gibi olan ilişkinin tam tersi, o kişiyle o bağ halinde seni ve belki onu zehirleyen, pasifleştiren, güçsüzleştiren elinde var olan güzellikleri de kaybettiren, körleştiren bir etki yapması..kuyulara düşüren yani..yani uçurumlara sürükleyen..yani çelme takan..sömüren...buna daha çok rastlamış olma ihtimalimiz var..neden peki..tamam herkes ruh yoldaşı olamaz ama bu kadar çok ruh düşmanı da olmasa gerek..garez değildir diye düşünüyorum..belki de sadece kimya..belki de hepsi benim yanılgım..bilemiyorum..böyle yazarak düşünmek istedim..muhataplarımın, sizin yani besleyen ruh yoldaşları olduğunuzu düşünerek hatta hissederek :))

bunlar bir kenarda dursun yine düşünür konuşuruz, işimiz ne zaten şu alemde..bu hafta pazar günü yazamadım yazımı çünkü çok yoğun günlerin sonunda bitmiş bir enerji haliyle yapamadım..yapmak da istemedim..severek yaptığım blog işini ve sadece tercihi olan böyle bir alanı niye kendime eziyet haline getireyim ki değil mi ama..

haftanın z raporuna bakınca ezcümle yoğunluğu ile yoran, yorgunluğuna rağmen hallolan işleri ile rahatlatan, pek çok duygunun da bir arada yaşandığı zip dosya gibi bir hafta bitti ve ben kendimi seviyorum..maşallah bana ya..:))) hasta iyileşiyor, asker yerine yerleşti, misafirler geldi gitti, hayatımın en çok telefon konuşmasını yaptığım günlerdendi diyebilirim. Ve içsel muhasebeler, duygular, düşünceler bir takım kararlar falanlar filanlar..

özlenen rutin ve sade ve sakin günlerime kavuştuğum bir hafta başlamıştır diye umuyorum..bunun için gerekenleri yapmaya başladığım bir gündü bugün..

bakalım bizi ne maceralar bekliyor. :) 

bunu böyle düşünmek de güzel değil mi..birinin okuduğu bir romanın kahramanlarıyız ve kitabın ilerleyen sayfalarını bilmeme güzelliği ile yaşıyoruz..belki de zannettiğimiz kadar sıradan değildir sıkıcı değildir bu kitaplarımız ne dersiniz.

ruh yoldaşlarımızın çoğaldığı, ruhumuzun da ferahlık bulduğu günler olsun.

selametle.



Yorumlar

  1. Uzerine dusunulmus bir hayat, seyircisi olmasa bile sıkıcı degil.

    YanıtlaSil
  2. Bu sabah her salı gittiğim 70 üstü kadınlardan oluşan bir jimnastik / dans / pilates / artık hocanın o gün hangi tarafına denk gelirse o yaptığımızbir grubum var, ona gittim. Bu kadınların enerjisi bana çok iyi geliyor.. O bilge, yol gösteren enerji çünkü ananemdi ve artık hayatımda yok, onu yeniden bulabilmek için de bir sürü insanı bir araya getirmem gerekiyor, ki yine de çok eksik her şey..
    Fakat şu "ruh düşmanı"na takıldım ben, yazılarında hiç görmediğim (göstermediğin) bir olumsuz inceleme olduğu için de takıldım o ayrı :) Ama bence ruh düşmanı da iyidir çünkü bir şeyi çok daha hızlı ve kısayoldan öğrenme şansı sunar. Dostun öğretemediklerini bir düşman anında öğretebilir, misal hemen yönünü çevirip uzaklaşma yetisi kazanmayı, misal negatif enerjiyle başa çıkabilmeyi, misal hayatta bizim için "gerçek doğru"nun ne olduğunu yanlışlar üzerinden bulmayı :)
    Çok şükür hiç düşmanım yok (yani benim düşman olarak hissettiğim, elbet beni düşman bellemiş vardır..) ama olmamasının da tek nedeni açıkcası hemen bu insanlardan kendimi uzaklaştırmayı öğrenmiş olmam. Değerli bir bilgi bizim gibi saf ruhlar için ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) göstermediğim taraflarım çok sevgili C. :)) üstelik sadece karanlık değil.
      o yetmiş yaş gurubu kadınların neden iyi geldiğini anlayabiliyorum..çünkü artık kendilerini ve hayatı ne kadar umursayacaklarını yani dozu yani ilaç/zehir ayarını iyi biliyorlardır tahminimce..ben de anneannemi çok özledim :( hem de çok..bazı boşluklar dolmuyor ve orada durunca yankı gibi yalnızlık da mı çoğalıyor ne..
      neyse efendim seviliyorsunuz demiş miydim.. :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2

hzr-16