ikide bir-12

 

Bugün daha bir sıcak sanki..eh yaz kendini hissettirecek artık, onun sahnesi geldi..ikindi vakti ama ilk demleri yani sıcaklığın ve ışığın yumuşak hale geçmesine daha vakit var..evimin en gölgesi bol serince odasına ve oğulcanımın masasına kuruldum..kahvem yanımda mis gibi kokuyor..dışarda bir serçe şakıması bir de daimi fon martı sesleri..başka ses yok..müzik yok..tamamıyla burda bu beyaz sayfanın karşısındayım..derin nefes alıyorum..

( bunu niye yazıyorum biliyor musun ne zaman okuduğum metinde derin nefes almak cümlesi geçse o anda istemsizce bunu yaparım ve aslında ne kadar iyi geldiğini fark ederim..o nedenle arada gün içinde etrafıma yaptığım gibi burada yazarken cümle içinde kullanmak istiyorum ki sana da iyi gelsin..nefes canım çok önemli..malum insanız unutmaya meyyaliz ve ilginç olan şu ki en önemli ve basit/temel şeyleri unutmaya daha çok, nedense?!..)

günün buraya kadar olan bölümünü bir kapının ardına bıraktım..bu yazıyı yazdıktan sonraki bölümü de diğer kapıda..yani iki kapılı bir handa ama kapılar kapalı bağlantı kesik vaziyette tam da şimdi ve burdayım ( psikolog gibi oldu ah ya aklıma Irvin Yalom geldi..ilk onun kitaplarında bu kavramla karşılaştım sanıyorum..ah ne okurdum yirmi yaşlarda ve ne iyi gelirdi bana..hatta kızlarla kitapları değiştirip üzerine konuşurduk..aah neyse nereye gittim yine :))  valla burdayım....bu sakinlik, durma hali ,bu zamanın ve günlük hayatın akışının kuytusuna çekilme halini seviyorum..göl gibi..durulmak için durmak..gölleri severim..

bir önceki yazıda bir işi yaparken bir şeyler dinlemeyi seviyorum demiştim ya..hah..şimdi tam sevgili C. gibi tersini diyeceğim..bazan de sadece o ana teslim olmayı sadece yaptığım şey her neyse onu yapmayı, etrafımda kendiliğinden akan sesi ya da sessizliği duymayı da seviyorum..mesela şimdi mis gibi bir müzik eşliğinde yazabilirdim bu yazıyı ama hayır böyle olmasını seçtim, istedim..yaptığım şey neyse ona odaklanmak bu bir bulaşık makinesi boşaltmak bile olsa, yaptığım şeyi izleme makamına geçmek, özellikle fazladan bir şey yapmayıp gelen neyse düşünce olarak ona bakmak.. mesela şu an dizüstü bilgisayarın tuş seslerini dinleyerek içimden gelen cümleleri yazmak sadece..bazan de bunu seviyorum ve bunun iyi geldiğini hissediyorum..bir tek şeyi yapmak..bir tek yerde olmak..bir tek olmak..

çocuk kitapları bahsi geçen yazıda Küçük Prens de geçmişti hatta yeri ayrı demiştim, adını andım bari sayfalarına yeniden dalayım dedim küçük küçük okumaya başladım..hatırlarsın daha ilk sayfalarda geçen "bana koyun çiz" diye başlayan bir bölüm var..bir kaç başarısız deneme sonunda pilot-kahramanımız "istediğin koyun bunun içinde" diyerek bir sandık resmi çizer ve verir küçük prense...ve şu karşılığı alır " ben de tam böyle bir şey istiyordum" sevinir yani ve mutmain olur bizim prenscik..bunu okuyunca sanki ilk defa karşılaşmış gibi baktım kaldım..neden? çok isabetli bir hareket çok anlamlı geldi o sandık çizme ve burada demek..çünkü...hadi sen söyle sence neden?

şimdi blog arkadaşlarımı dolaşmaya gidiyorum.. :) sen de gel istersen..

Yorumlar

  1. Küçük Prens deyince ben de başka bir şey hatırladım, çocukluğumda radyoda canlandırılırdı, arkası yarın mıydı ama değildi sanırım, akşamları yayınlanan bir programdı, roman okurdu muhteşem bir ses. "Bana koyun çiz" diyen o ses geldi şimdi kulağıma. Bir de "Babamla Geçen Günler" diye bir roman dinlemiştim, ilkokuldaydım, radyodan başka eğlence yoktu, TV'ye epey var daha, o da komşu evlerinde izlenecek bir süre. Ve bu cümleden sonra yoruma ara verip Nadir Kitap'a girdim ve "Babamla Geçen Günler"i bulup sipariş ettim, yanına da artık baskısı bitip piyasada bulunmayan kendi kitabımdan 2 adet ilave ettim, bakalım kimlere imzalamışım da onlar da sahafa satmış :)
    Ben de sizin aksinize bir işi asla tek başına yapamam. Ütü mü? Mutlaka film izleyeceğim yaparken. Yemek, bulaşık, temizlik, gelsin Storytel. TV'mi izleyeceğim örgü örmeliyim (hoş artık ne TV izliyorum, ne de bileklerimdeki sinir sıkışması yüzünden örgü örebiliyorum). Dizi mi izleyeceğim bilgisayarda, bir yandan da tablette şeker patlatmalıyım, ben de böyleyim işte. İkide bir ya da Birde iki :))) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) demek kendi kitaplarınızı sahafa satanları tespit edeceksiniz bu şekilde :)) hafiye gibi..Babamla Geçen Günler ilginç bir kitap ismi, içeriğini merak ettim doğrusu..
      çoklu iş yapma alışkanlığından arada uzaklaşmak iyi geliyor ama tabi ki yine ona dönüyoruz don lastiği misali çünkü iş çok zaman yok :) olsun sağlık olsun
      burdan başkente çok sevgiler..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2

hzr-16