ikide bir-9

 

Az önce bütün ikide bir serisi blogdaşlarımın yazılarını okuyup geldim buraya..senkronize olmak mı diyoruz buna acaba sevgili Neslihan, biri bunu açıklasın..

şöyle ki, sevgili Leylan'ın annesiyle yaşadığı macera ve "medeni insanlar gibi" sözüyle anne kapağı :))      ( ay çok güldüm..anne sözü dinlemek lazım medeni insanlar gibi :) sonra sevgili C.nin yine bir gün hayatı sorgularken annecinin kiraz ile ilgili sözünü hatırlaması ( ki annemde çok sever bu sözü söylemeyi her kiraz mevsimi başladığında söyler :)  

bu arada sevgili Tuğba'nın annesinin başına gelen kaza ve kırık olayının telaş  ve üzüntüsünü yaşarken kendini regüle etmek için kullandığı yöntemle sevgili Özge'nin annesi canım Tomris teyzemizin diyaliz sürecinde kendine dondurmalı terapi ile aynı hizalanmayı regülasyonu yaşaması..

diğer yandan İtalyadan dönmüş olması muhtemel Sevgili Neslihan ile İtalyan misafirlerini ağırlayan sevgili Avare Balon'un  gündeminin paralelliği..

Ah sevgili Leylak Dalı,  Ankara sıcak hava sahasından gayet nostaljik ama ferahlatıcı esintiler ile zarif bir dokunuş yaparken İstanbul semalarından sevgili Ekmekçi Kız'ın yazısında zarif bir teşekkür cümlesinin nostaljik bir harekete dönüşmesinin diş sızlatan anlara tanıklığını yazması..

ve sevgili Radyo Z. nin yeni yazısıyla yazmadığı günlerin boşluklarını tamamlaması ve yine güzel harika şahane müzikleriyle beni " hadi başla yazmaya"  diye şuracığa şevkle oturtması da ayrı not edilesi..

ve günün haberi; serinin başında taşınmalar-taşınanlar konusu ile yola çıkmıştık ya işte sevgili okurlar sevgili romalılar bize de bundan pay düştü ve yol biraz daha netleşerek görünür oldu..sanırım yaz sonu bizimde taşınmamız gerekiyor..zira kentsel dönüşüm çalışmaları zaten gündemdi de iş ciddiye bindi..ah bu konuda bir sonraki yazıda yazarım biraz düşünüp hazmetmem lazım..

diyorum ya bir senkronize olma durumu var gibi..olanda hayır vardır düsturuna inanırım zaten bundan başka da teselli pek bulamam...iyidir iyi olacaktır ne oluyorsa başka bir yörüngeye doğru yükseltiyordur diye yorumluyorum..sonuç olarak atomlar gibi dönmeye devam..

dün yürüyüş yaparken benim görünüşü itibarıyla kendisine kızılderili abi takma adını verdiğim beyefendi ile yine karşılaştık..semtimizin müstesna insanlarından kendisi..yüzü bir Kızılderili şefinin fotoğrafını hatırlatıyor zira dik yürüyüşü de..yaşı epeyce var ama tam tahmin edemiyorum..baş selamından kelam selamına geçtik bu karşılaşmalarla..son bir kaç seferdir de nasılsınız minvalinde konuşma oldu..dün durdu ve direkt dedi ki üzmeyin kendinizi ve hareket etmeye devam edin..moralinizi iyi tutun..umut hep vardır..ikiyi bir edin..gönlünüz ferah olsun dedi...içim bulutluydu biraz belki yüzüme yansıdı bilemiyorum..ismini sordum ki isimler benim için önemlidir hele ki böyle cümle cümle bir yerden akıyorsa mesajlar..Ferdun muş..feridun değil ha i yok dedi..i yok efendim..buyrun mesaj size de gelsin yorum kalbinizde..

ah ikiler, birler, senkronizeler,mesajlar, paraleller, yamuklar, dörtgenler, daireler....



Yorumlar

  1. İkiler sizi tanıdığına çok memnunlar efendim :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel denk gelişler olmuş... kızılderili ferdun abinin öğütlerini ben de küpe yapayım kendime, pek sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) kirazca küpe olsun hepimize..anneye selam.

      Sil
  3. ‘Hareket etmeye devam edin’ bu ara benim önüme kaçıncı defa çıkıyor aldım kalbime koydum, ikiyi bir edin deyişi de şurda yazmaya başladığımız ikide bir yazılarının bizi yine nasıl BİR’lediğini düşündürdü evet biz ikiyi birledik bence💗 yazdıklarımızda farkettirdiğin senkronize hale bak! Ve bu BİRliktelik ne şifalı geliyor bana🙏🏻Ferdun bey vesilesiyle gönderilmiş olan mesajları ileten kalbine teşekkürler sevgiler ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya çok ilginç değil mi..açıkcası bütün bunlar bana da iyi geliyor iyi oluyor yani..
      birlikte oturulan sofranın bereketi farklı olur o nedenle yemek sofrasında cem olmak kıymetli ve manalıdır..bu nevi bir sofra bereketi var belki, bilemiyorum.
      ben teşekkür ederim ve çok sevgiler :)

      Sil
  4. Sondan başladım, geri doğru gidiyorum kaçırdıklarımda. Bence birlikte titreşen atomların yarattığı etki alanı gibi bizler de eş zamanlı yazarak birbirimizi enerjetik olarak etkiliyoruz. Denklikler boşuna değil ya da şu anda bu on bir kişinin (on bir eşittir iki tane bir, niye bu rakam mesela?) birlikte yazmayı seçmesi de tesadüf değil. Carl Jung tesadüf yok, eşzamanlılık var diyor. Bu evrensel kaide her zaman kendini ispat ediyor ve her farkettiğimde doğru yer ve zamanda, doğru insanlarla olduğumu hissediyorum. Ferdun Bey'e de sizin vesilenizle hürmetlerimi yollamak istedim. Çok zarifmiş. Sevgiler.. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2

hzr-16