Rutin dışı-7
Dün akşam bir film izledim..aslında neredeyse her akşam bir film izlemeye başladım bir süredir..dün akşam izlediğim Smoke(1995) , fotoğraf eğitiminde bahsi geçen önerilen bir filmdi ve hemen izlemek istedim..çok eski zaten izlemeye başlayınca bir zaman ışınlaması yaşayacaksınız :) ve güzeldi, özellikle şu sahne ve müzik lütfen bir bakın..
dün akşam ay tutulmasını bir miktar da olsa seyredebildim. hava ne güzel güz serinliğine döndü iki günde..umarım böyle devam eder..çayımın da tadı daha bir başka oldu sanki bu akşam.
bugün instagram engeli nedeniyle hiç giremedim ve yan yolu da denemedim..bu mesafe iyi geldi açıkcası..merak ettiğim şeyler olsa da olana/olmayana bırakmak kendimi daha rahat hissettirdi..şu da var ki aslında zaten var olmayan bir alanın varlığı ya da yokluğu eşit olmalı..
diğer blogdaşlarımı hepsini okuyorum ama çoğunlukla yorum bırakma sorunu hatası yaşıyorum neden bilmem..şunu farkediyorum ki yine tamamlanmalar elden ele karanfil şeklinde oluyor..hizalanmalar, şifalanmalar, birinin açtığı kapıdan diğerinin ışığı yakması gibi gibi...seviyorum bunu yaşamayı ve büyülü..
az önce dinlediğim bir sohbetten bir cümle paylaşayım gideyim yeni filme doğru..diyor ki anlatan "oğlumun yeni yürümeye çabaladığı zamanlarda elinde tahta bir kaşık verince daha rahat ve kendinden emin yürüdüğünü fark ettim..yani o kaşığı elinde tutmak onu destekliyordu..." dedim ki kendime ne çok tutunduğumuzu zannettiğimiz ama sadece elimize/sırtımıza....vs yük ettiğimiz yanlış destek noktalarımız var kim bilir..öyle değil mi? tahta bir kaşık o, sen onu taşıyorsun anlasa...biliyorum biliyorum vakti gelmeden bela bile gitmezmiş ki bağımlı olduğun hata nasıl bitsin...
neyse çay içelim :)
afiyetle sevgili okur..
Filmi yıllar önce izlemiştim. Sahnelere tekrar baktım, yine oturup izlemek lazım, bazı filmler birden fazlayı hak eder çünkü. :)
YanıtlaSilYorum sorunu google uzantısı olmayan sayfalarda sıkıntı yaratıyor, haklısın, ben de aynı şeyi yaşıyorum. Kimse bu sorunu benim yazılarımda yaşamasın diye yoruma kapatıyorum ben de :)
Afiyetle..
bazı filmler, bazı kitaplar, bazı insanlar hatta bazı olmalar birden fazlayı hak eder bence de :)
Silfark ettim sorunu kökten çözen hareketi ama şu var küçürek öykü gibi çok keyifli o yoruma engel yazılar çok güzel hatta keskin..burdan söyleyeyim..
afiyetle efenim :)
:) Çok teşekkürler. <3
SilNe güzel bir yazıydı bu...
YanıtlaSilsizin güzelliğiniz efenim o :)
SilAh vah etmeden kendime zaman ayırabilsem...
YanıtlaSilBu harika yazıların tamamını okuyabilsem...
Önerilen güzel müziklerin, filmlerin, hiç olmazsa bir bölümünü izleyebilsem...
Bir "Barış ve iyi insan" arayışında olup da "Zamanla savaşmak... "
Yazmayı ne çok istiyorum!!!
ah Makbule hanımcığım ah, siz etmeseniz ben ettim gitti hepimizin sorunsalı bu zaman meselesi..ama olana olduğu kadarına eyvallahı çekip şükür deyip diz kırıp oturmuşuz..napalım :))
Silyazarsınız eminim..takipteyiz efenim..sevgiler.
Ah William Hurt ve Broadcast News filmi. Ve Harvey Keitel ile The Piano. İkisinin ortak noktasıysa Holly Hunter sanırım. :) 90'ların filmlerindeki bol sigaralı purolu şu sahneler. Sonunu seyredince filmi biliyorum hissine kapıldım ama emin değilim. Hele yazarın Paul Austercığımız olduğunu görünce. Hala gittiğine inanamıyorum. William Hurt de aramızda değilmiş artık.
YanıtlaSilBen de blogspota yoorum yazmakta zorlanıyorum, ama okunuyorsunuz bilesiniz.
Yanımda sabah çayım, güneşli ve artık sonbahara yüz tutmuş sabah köşemden sevgiler yolluyourm.
Auster dokunuşu hemen hissediliyor filmde ve evet yaaa o ne duman altı öyle istemsiz öksürmek gelir mi insana :)) garipsememden anladım ki değişmiş sigarayla ilgili o dönemki algı..
Silyanımda akşam çayım :) ılık-sıcak bir eylül akşamından mutfaktaki köşemden :)) çoook sevgiler...
ha bu arada bence hepimiz biliyoruz, bilmeden de bilinen türden :)
Filme bakınca çok tanıdık geldi sahne tekrar ilemeli hatırlamalı aynı kitaplr gibi unutuyorum zamanla .. Mesafelenmek zorunda kalmak sinir bozsa da o mesafe bana da iyi geldi bir yanım giderek uzaklaşıyr sosyal medyadan.. Zaman ayırma kısmında yorumlarda sizlere katılıyorum..Yorumlarda böyle buluşmakta keyifli ancak bazen mümkün olmuyor bazen aynı yazıya tekrar iki yorum bıraktığımda oluyor sonra ortaya karışık ama olsun ..Afiyet bal şekerli çaylar benden de:)
YanıtlaSilyorumlarda konuşur gibi olmak benim de çok hoşuma gidiyor ama olamıyorsa da olduğu kadar..Neslihana yazdığım gibi biliyoruz aslında bir şekilde bir haber alma hali var, hissetme, paylaşma, pay alma hali..
Silçok teşekkürler efenim buyrun beraber olsun..bu mutfakta çay hiç bitmez çok şükür :)
Ben de yorum yazdım sanıyorum sonra bakıyorum çıkmamış. Nedir bu teknolojinin bizle alıp veremediği, keyfiliği?! Paul Auster'ı çok severim. Bu filmiz izlemedim ama sık sık karşıma çıkıyor. Bu vesileyle ben de seyredeyim.
YanıtlaSil:) masmavi fotoğraflarıyla gözümüzü şenlendiren Mersin'e çok sevgi selamlar..
SilSmoke izlemediklerimden. Galiba yaş ilerledikçe izlemediğim kalmasın, okumadıklarımla mesafemi kapatayım derken, gece uykularım iyiden iyiye azaldı. Yapılması gerekenler listesi kabardıkça kabarıyor. Olduğu kadar. Tom Waits'in parçasını Paul Auster mı seçti acaba? Gözlerimi kapayınca Auster imgesi, Waits'in sesiyle birleşiyor. İki serseri ruh! Ben de blogspotta yazılan yazılarla ilgili bildirim almıyorum. Bunu nasıl çözmem gerek, araştıracağım. Çok sevgiler :))
YanıtlaSilo uzun listenin baş döndürücü etkisine kapılıp ben de aynı hali hissediyor düşer gibi oluyorum ama olduğu kadar dalına tutunup az biraz nefesleniyorum :)
Silşarkı çok güzel ve tam isabet muhtemelen parmağı var bu işte Auster'ın..
ada gezinizi zevkle okudum...ve çoook sevgiler buradan da :)
Harvey Keitel aşkım diyorum... Ulysses'in Bakışı filminde başladı bu aşk. Ne müthiş filmdir. Fena şekilde yeniden izleyesim geldi. Smoke 'u ben de izlemedim sanırım. Harvey aşkıma yakışmadı. Umarım izlerim yakın zamanda. Teşekkürler paylaşım için.
YanıtlaSilyukarda yorumlarda Neslihan yazınca The Piano filmini izledim yeniden( yıllar önce sinemada izlemiştim gençtim ne günlerdi yaaa :)
Silne kadar güzel bir film olduğunu o zaman anlamamışım ( genç ve ahmak mı desem :) ve Harvey oynamış ya hu..aşık olmak çok mümkün..
şimdi de sevgili Nilüfer senin bahsettiğin filmi izlemem için elimde yeterince sebep var..heyooo..yaşasın sinema..yaşasın blog kardeşliği :))
ben teşekkür ederim efenim ne demek..ayrıca şiir gibi yazdığın yazılar için de saygılar alkışlar ve çoook sevgiler..