dalından bihaber meyvelerin esrarı..

 

Bir şeyi beğenirsiniz..mesela bir davranışı, bir duruşu, bir hali..öyle olmak istersiniz dilersiniz yani..taklit falan ilk elden deneyeceğiniz şeylerdir değil mi..sonra olmuyor ya dersiniz çünkü taklit belli eder kendini..olmak gibi değildir patlar bir yerden..tekrar tekrar patlar hatta..olmayacak galiba dersiniz biraz kenara hatta geriye çekilirsiniz..sanki küskün bir çocuk bir yere sinmiş de size içli içli bakıyor gibi üzülür bir yanınız..olmuyor olmayacak galiba diye bir kenara fırlatır atarsınız o beğeniyi o niyeti o gayreti..sonra aradan zaman üstünüzden yaşamak deneyimi geçer..mevsimler olaylar insanlar geçer..ve bir gün o beğendiğiniz hal ,davranış, tavır ne bileyim işte manevi bir olgunluk hali sizde zuhur eder..kendiliğinden gibi..hiç zorlamadan, kendi toprağında meyveye durmuş sevinçli bir elma yahut kayısı , erik belki de badem ağacı gibi..olgun ve parlak meyvelerini cömertçe sunan bilge ağaç güzelliğinde hem de.. siz de şaşırırsınız buna..olmuştur..öğrenmişsinizdir ama nasıl öğrendiğinizi asla bilmeden..gelip yerleşivermiştir üzerinize..gerisi onu üzerinizde taşımak mahareti, sakil durmasına müsade etmeden yıpratmadan ama sakınmadan da yaşamak kabiliyeti..


Yorumlar

  1. Yazar burda ne demek istemis, anladim galiba :) sevgiyle ve tebrikle.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rutin dışı-3

yazmak meselesi

hzr-2