kısaca ve özetle..


 Lafın neresinden tutayım bilemedim..hani eskiden ( hala var mı bilmediğim için eskiden diyorum ) kadınlar yumak edilmemiş ip alırdı da etrafta dolanan evlatcağızlardan birini araç olarak kullanır :))) iki eline o ip yığınını geçirtir ve yumak yapmaya başlarlardı hatta o ip yığınına da çile derlerdi yanlış hatırlamıyorsam..ipin ucunu bulmak ve düzgünce yumak yapmak lazım şimdi lakin boş ekran sendromu bu olsa gerek boş ekrana boş boş bakıyorum..kafada dönen kırk kızıl tilki var ama bir kurt uluması etmiyor işte :) 
neyse sonuçta dost sohbeti burası aklıma geldiği gibi girelim lafa bacadan da olsa..efendim çok yoğun geçti günler..hep bir meşgale..bunun büyük kısmı ailevi işler, ev taşıyan kardeşime yardım etmek ve kendi ev meselemi çözmek için uğraşmakla geçti..nihayetinde kardeşim belli bir aşamaya geldi bu hafta evine geçiyor, biz de kendimiz için ev meselesine bir çözüm bulduk..çok şükür..
bu hafta yarım kalan bienal gezimize devam edelim diye yine çıktık karaköydeki galata rum okulundan yola..açıkcası bir ara köşede bir yerde duran taşın niye orda olduğu, bunun da sergi kapsamında bir modern sanat örneği olup olmadığını düşündüm ama o kadar alakasızdı ki değildir herhalde deyip geçtim ama en çok aklımda o taş kaldı :)))  lakin bienal gezimiz hitama eremeden yine yarıda kesilmek zorunda kaldı..o arada steve mccurry' nin fotoğaf sergisini gezmek de nasip oldu ona sevindim..

bir akşam kuzenlerle kız kıza gece dışarı çıktık..kız neşesi yaaa.. ne iyi geldi üstelik niyeyse yıllardır yapmamıştım..unutacak kadar uzaklaşıyorum bazı şeylerden sonra yeniden yaklaştığımda ilk kez karşılaşır gibi yeni bir sevinç geliyor..bilinçli değil belki iyi de değil ama böyle oluyor..

şiire gark oluyorum efendim, bol bol okuyor ve dinliyorum..kalbime en çok dokunanla dans etmeye başlayacağım ve onunla mesaim olacak daha uzun süre..şiir çok ilginç bir edebi tür..bence edebi türden daha üst bir yerde..sanki duvarın hemen üstünde, başka bir alemden nefes alıyor da buraya nefes veriyor..değişik yani, beslediği tek şey edebiyat zevki, sözcük ve dil alanı değil..çok ruhsal bir şey..bir üstü ise ...yok yok söylemicem, haddi aşabilirim ve burası yeri değil..

fotoğraf mesaim ise ayrı güzellikte ilerliyor çok şükür..dün akşam ve bugün bu konuda bir aradaydık sevgili yoldaşlarımla ve bu beni çok mutlu etti..evet evet her şeyi unutturacak kadar mutlu :)

"bir an" ı anlatarak toplayalım lafı..dün akşam yedi suları..istiklal caddesine yağmur çisil çisil yağıyor..cadde ıslak bir ışık seliyle boyanmış..insanlar kalabalık yapmaktan ödün vermeden bir kan hücresinin ciddiyetinde şehrin en önemli damarında bir aşağı bir yukarı dolaşıyorlar..şemsiyeler geçiyor, yağmur yağıyor ve ben saray muhallebicisinin ikinci katında camın kenarındaki iki kişilik masada önümde kazandibi tatlım ve yanında duran kahvemin sıcaklığıyla bu anı seyrediyorum..bu anda burada olmaktan, bu akan görüntüyü izlemekten, aklımın ve kalbimin içinden geçenleri dinlemekten tek kelimeyle büyük bir yaşama zevki alıyorum..

benden kısaca ve özetle haberler böyle sevgili okur..olmadı ama olduğu kadar idare et :) yabancı mıyız şurada değil mi..hem sen ne yaptın da günler geçti anlatsan ya yorumlarda..bak çayımı kahvemi alıp geliyorum yorum okumaya nasıl bir hediye oluyor bana bilemezsin..ve ne ilhamlara vesile oluyorsun bunu da bilemezsin :)) kıymetlisin bunu bil bari :))



Yorumlar

  1. Biz de yapardık ama artık eski çilelerden yok. Şimdi başka çileler çıktı ayrı mesele.
    Anneannem bir alet yapmıştı onun için. Elemye diyorlardı. Şimdi kubbealtı sözlüğüne baktım da, elemye, elemge, elemiye şeklinde kullanılıyormuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "şimdi başka çileler çıktı" yazarken benim de aklımdan geçen cümle oldu keza muhtemelen o çilelere razı olacak kişi sayısı yüzde yüze yakındır :) anneannenin mucitliğine kalbi sevgi ve hayranlıklarımı sunarken böyle bir isim/nesne öğrenmiş olmaktan dolayı ayrıca kazançlı hissediyorum..kısacası iyi ki yazdın paylaştın çok teşekkür ederim :)çok sevgiler

      Sil
  2. Of annemle ne çileleri yumak yapmışızdır:) Küçükken hep bana tuttururdu. O zaman öyle satılırdı yünler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. efenim ben de anneme ve anneanneme az konu mankenliği yapmadım şayet ortalıkda bunu başına sarabileceğim yeterli boyutlara gelmiş kardeşgillerden biri dolaşmaya başladıysa yumağı elime alma mertebesine gelene kadar :)) güzel günlerdi...çok sevgiler ve teşekkürler..

      Sil
  3. İstanbulla sarmaş dolaş olma halini ne güzel anlatmışsın <3 Saray muhallebicisi, yağmur, kalabalık içinde durağanlık hissini yaşadım İzmir' in Karşıyaka semtindeki evimin salonunda tam şu an.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o hissi verebildiysem ayrıca sevindim zira tam istediğim buydu..mekanlar kişiler ve zamanlar değişir ama o his çok kişinin kalbine iyi gelecek bir his diye düşündüm çünkü..yaa İzmir ayrı bir sızıdır kalbimde diyip konuyu seri hareketlerle kapatıyorum...belki bir gün İzmir ile sarmaş dolaş yani inşallah :)) ayrıca o salondan blog alemine yayılan kısa öykülerin hissettirdiği güçlü hisler için teşekkürler ve çoook sevgiler..

      Sil
  4. En guzeli herkes birseylerle mesgulken sehirle basbasa kalmak ve onun/doganin farkina varabilmek. Bu benim icin gunesli bir ogleden sonra sakin bir sokakta tek basina yurumek olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. güneşli bir öğleden sonra hımm güzel bir zaman seçimi tam o meşguliyetin yoğunlaştığı vakitler..sakince seyrederek yürümek..sen önden git hemen ardından geliyorum :) şehirleri yaşamak ayrı bir deneyim..ben bunu yeni yeni öğreniyorum çok şükür bilenlerden duya dinleye..

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rutin dışı-3

yazmak meselesi

hzr-2