Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1

  - Döngü..işte bütün mesele bu..ne bitiyor ne de başlıyor hem bitiyor hem başlıyor..çok sevdiğim patinajlı driftli meseleler..yarın yeni yılın ve ayın ilk günü..aslında sıradan bir gün olduğunu hepimiz biliyoruz onu özel hale getiren bizim tavrımız..zaten her şeyi anlamlı ya da anlamsız hale getiren biziz tavrımızla, yönümüzü nereye döndüğümüzle, nereye varlığımızı kattığımızla biziz yani özne...sadece büyük kalabalıklarla inanılan her şey gerçekten başkalaşıyor..yoksa bile bir "kendine haslığı"  oluşuyor...diliyorum, insan kardeşlerim özendiği kadar kutlamasına sevincine bu döngüsel güne, yaşamına da özenir kendinin ve her gün var olmanın sevincine .. - bir de yarın manevi bir iklimin özel olduğu bildirilmiş zamanları dolaşmaya başlayacak yer yüzünü ve bizim yüzlerimizi yeni bir nefes gibi..bu inançla ilgili yani ilgilisini ilgilendiriyor..ama bence ilgilenmese bile rahmet her birimize bir şekilde tecelli ediyor..ayık olmak lazım neler olup bittiğine içimize dışımıza damlay...

2

  - Bitmeyecek desem yalan olur ama biz yalanları duymayı severiz hatta gerçekleri duymaktan daha çok..mesele ustaca yani gerçekmiş gibi yalanlar söyleyebilmekte aptal yerine konmamakta..bu da gayret ister ki insan gayret edene hassas oluyor hiçbir şey olmasa..neyse efendim sevgili C.  sen de çok iyi biliyorsun tabi kii her şey eninde sonunda biter son tahlilde..ama yakın gelecek olarak niyetim bunu kendi ellerimle yapmamak yani elbette devam edeceğim yazmaya..her gün olur mu inan bilmiyorum..değişir muhtemelen..değişmemesi de mümkün değil..olsun değişsin bu iyi bir şey..fıtratımıza uygun..hayatın olağan akışına..bakalım neler oluyor..o güzel kalbine umduğundan beklediğinden alıştığından daha güzelini tattırsın sevgili Allah..varlığın kıymetli. - bu arada gerçekten kendime de teşekkür ediyorum beni yarı yolda bırakmadı ki yapar bunu çok eskiden tanırım bilirim bu huyunu, aldığım karara yani" bu ay boyunca her gün az da olsa anlık akışta ne gelirse yazacağım" kararıma uygun ol...

3

  - Tam olarak ikindi vakti..saatin bir önemi yok..hatta az ileride bu yazdıklarımın da bir önemi kalmayacak ama işte varız ve oyalanıyoruz..o parıltılı izi kadar salyangozcanın bizim bıraktığımız bir iz olmasın mı..olsun mu..ne olursa olsun.. - demek bu vakitlerinde günün böyle bodoslama ve başka bir sokağından giriliyormuş yazı mahallesine..oysa şöyle derli toplu hatta derinlikli güzellikli bir yazı olmasını dilemiş ortam bile hazırlamıştım..masamdayım..deniz uzaktan hiç pas vermeyen küskün bir duruşta rengi bile bozuk..mum yaktım hemen bilgisayarın yanında nazlı nazlı sarı ışığıyla içimi bir hoş ediyor..tütsü yaktım en sevdiğim kokulardan bir koku doldu duman duman doldu odama..müzik desen arka planda beni diğer seslerden ayıran ince bir ses duvarı gibi zarif zarif salınıyor..çayım da var ama sigaram yok..niye bıraktım ki dediğim anlar var laf aramızda...çok yıllar geçti üstünden artık dönüşü olmaz demeyeceğim ne dönüşler gördü bu gözler..hayırlısı diyelim..neyse işte romantik b...

4

  - Şehrim soğuk ve gri bu sabah hatta ıslak..sütlü kahve yaptım kendime..hane halkı uykuda..biraz müzik dedim yok istemedi kulaklarım..kapattım..dışardan çığlık çığlığa martı sesleri geliyor..muhtemelen seviyorlardır böyle havaları diye düşündüm..ve araba sesleri, arada korna..yavaştan uyanmaya başlayan semt halkının emareleri..kısa bir tek başınalık hali bu yaşadığım..hayır yalnızlık değil hele kalabalık yalnızlık hiç değil, tek başınalık..çünkü bu güvenli ve güzel bir duygu..hatta muzip..bilgisayarı açtım..beyaz sayfaya o bomboşluğa baktım..ihtimal dolu ama belirsiz...her şey yazılabilir..içimi dinliyorum konuşmak istemiyor adeta..sessiz..o sessizliğe bakıyorum o da beyaz, süt gibi..ihtimal dolu..süt çünkü beyaz bir sayfa gibi..hep bir şeylere dönüşme oluşma oldurma olasılığı yüklenmiş..zamana bakınca o da beyaz oluyor bazan..özellikle sabahları..hatta yıl başı..belki o yüzden mi yakıştırıyoruz kar yağmış bir görüntüyü..düşüncenin vucüt bulmuş hali..bembeyaz bir sayfa yeni başla...

5

  - Bir elin parmağı kadar...güzel rakam.. tipini sevdiğim..yeterli demek bence..bir el yetmez mi? - elleri düşünmek..ellere bakmak..bir elin dokunuşunda sırlanmış sayfalar dolusu cümleyi okumak ya da dokunmayışında ya da dokunamayışında..sadece nasıl durduğuna bakarak anlamak anlatmak.. - şimdi geldi aklıma bir anımı anlatayım..dinle kalbinle..şehrimden uzak kadim bir memleketteyiz..uçakla günübirlik gezi planı yapılabilen bütçelerin buna daha kolay gücünün yettiği yıllar yani belki on sene evveli..sabah erkenden varmışız ve gezmeye başlamışız..en çok gitmek istediğim yere, şehrin en eski çook eski camisi ve orda medfun zatları ziyarete gelmişiz nihayet..vakit öğle ezanına yakın..içimde binbir düşünce sıkıntı..yine kördüğümüne rastladığım günler hayat ipinin..aradığım cevaplar var..doluyum yani dokunsalar ağlarım..kimse dokunmuyor..neyse..kadınlar için ayrılan ayrı bir yer var..oraya geçiyorum..içerde yaşlı bir teyze elinde tesbihler...selam verip çok da dikkatimi ona vermeden otu...

6

  - Çok kıymetli bir arkadaşım sordu el cevap olsun geçmişten unutamadığım zihnimde yer eden kokuların peşine düşelim o vakit bakalım nereye gideriz.. - hemen ilk olarak çocukluğumdan kalan kömür ve kül kokusu geldi burnuma..kömür taşıma işi vardı eylül ayında çoğunlukla mahallede bir telaş..sırayla herkes bir birine yardıma koşar tonlarca kara kara kömürler yığılırdı kömürlüklere..ve ben çok bayılırdım kömür kokusuna..odunsu olurdu kimisi daha da güzel gelirdi rayihası..bir de çıra derler kolay yanan ağaçlardan kesilen parçalar olurdu...hımm nasıl ferah bir koku nasıl güzel..ve ateşi sıcaklığı güzel tabi ama sobanın en sevilmeyen işi külleri..o küller bir kovada birikir ve büyüdükçe bana verilen işlerden biri de kül dökmektir..kül kedisi olmak ne demek biz çizgi filmden öğrenmedik.. - akabinde ve detayında toprak ve çamur kokusu..oldukça yeşilliği ve boş alanı bol olan mahallemizde yağmur demek oyun demekti..çok şiddetli olmadığı sürece değil evlere kaçmak inadına oynanır ıslanılı...

7

  - Pencere kenarında duran sardunyayı izledim..bir mutfağa pencereden bakan sardunya..annem nereye gitse o sardunyalarını götürdü..kırmızısı insanın içini gıdıklayan, yaprağının kokusu ille de bir hatırayı bulup peşine takan..küpeli, şeker begonya, camgüzeli, karanfil de vardı hatırladığım değişik pencere, balkon kenarlarında hayatımıza  kenarsüsü olan..küçücük önemli detaylar..annem yine de en çok sardunyalarını severdi galiba ki hiç eksik olmadı..yeni taşındığı evinde kendini yuvasında hissettiğini mutfak camının önüne koyduğu sardunyadan anladım..sevindim..annemi emanet edebileceğim bir yaşama sevinci var diye düşündüm...ve annemin yaşama sevincine bel bağladığını gördüğüm gittikçe hayattan geri çekilen babamı düşündüm..hiç bilmiyor belki de bir sardunyanın gölgesinde gölgelendiğini..hayattan geri çekilen adam..elinde kalanlara yitik bir ordunun sağ kalan bir kaç parçası gibi bakıp bunlardan savunma bile oluşturamayacağına karar vermiş ve beyaz bayrağı aslında orda olmayan...

8

  - Bedenen değilse bile ruhen mi diyelim aklen mi duygularınla mı yoksa hafızanla mı tam sözcüğünü bulamadığım bir yerde "bekleyen" bir yanımız var.. bekleyen orda öylece bekleyen..oysa oraya artık kimse dönemiyor gidemiyor..hatta o bekleyen yanımızı biz kendimiz bile gidip elinden tutup getiremiyoruz..orda bekliyor.. - bende sana ait bir şey var sende bana ait bir şey..neden bu emanet edileni birbirimizden esirgeyelim ki dedi bana..düşündüm..yaşam yolculuğumuz boyunca tüm karşılaşmalara bu gözle bakınca birilerine bir şeyler bırakıp alarak yürüyoruz demek bu..az ya da çok her ilişki bir emanet teslimi..teslimat bitince de yollar ayrılıyor.. - sen kendince bir rengi olan çizgisin ben kendi rengimde bir çizgi...kesişiyoruz...belki bir müddet birlikte daha farklı bir rengin içinde aynı çizgi olarak devam ediyoruz sonra kesişme bitiyor uzaklaşan iki doğrusal çizgi halinde ama değişmiş renklerimizle yola devam ediyoruz..hatta belki paralel yakın bir mesafede ama asla kesişmeden....

9

- Gündelik hayatını ütülemiştin yılın başından..bütün sene ütülü tam tekmil olmasını umuyordun..bunu kendine görev olarak yüklemekte de bir sakınca yoktu..içindeki ses sana böyle buyuruyor aman evladım üstünü başını temiz tut bak tertemiz tiril tiril giydirdim daha yeni diyorken sende uslu çocuk baş sallıyordun tam bir teslimiyetle..ilk günler hatta diyelim ilk ay boyunca gündelik hayatını ütüsünü bozmadan giydin üstüne her sabah..akşam çıkarıp astın askıya ve gururla baktın bu bozulmamışlığa..evet işte oluyordu..bozmuyordun ve hayatta sana saygı gösteriyor kararlarına uymana yardım ediyordu hatta..azıcık sıkıntı belli belirsiz yoklasa da içini bir nefeslik canı vardı geçiyordu.. - ama hayat bu ya illa bir hikayesi olacak e hikayelerde düz ütü çizgisi sabit kalarak yaşanmaz o faça bozulacak..geldin yılın ikinci ayına ve ah o da ne hiç ummadığın bir yerde ayağın kayması yetmezmiş gibi bir çukura yuvarlandın..kalkayım çıkayım diye uğraşırken o düşmüşlüğün de bir rehaveti hatta zevki dur ...

10

  - Oturduğum masa pencere kenarında..pencereden bir parça adalar ve deniz görünüyor..uzağa bakarsan...çünkü bakışını yakında olup oyalayacak ve yoracak çok şey var...ben uzağa bakıyorum önce sonra yavaş yavaş yakına..niye bilmiyorum. - uzak ihtimallere bakmak gibi.. - bir rüya gördüm bu gece ama hiç hatırlamıyorum sadece bir his kalmış geriye..oyunbaz bir his çünkü baktıkça andan ana değişiyor.. - dün ve evveli gün çok ilginç ve ufacık sevinçler buldum günümün içine süpriz olarak saklanmış..kaybolan çok sevdiğin küpenin eşini bulmak gibi...haksız olmadığının ayan beyan ortaya kendiliğinden çıkması gibi..sanki ilahi bir dokunuşu o anda görmüş gibi..aklından geçenin söze dökülmeden olması gibi..sevildiğini desteklendiğini hissetmek güzel çok güzel.. - bugün de bu sevgi ve desteğin "kız neşesi" ile harmanlanmış haline gark olacak ruhum bedenim :) neden çünkü bütün kızlar toplanacağız :)) gerisi aşırı şifa.. - ve geldik geri saymaya..on bugün dokuz yarın..geçiyor günler çok üzgü...

11

  - Dünyanın kuzey yarım küresi en uzun gecesine doğru dönüyor bugün..en uzun gece...en uzun gün..sonsuz bir AN yanında ne kadar sakil noksan aciz..tam biz insanlara göre... - gece arada sesini duyduğum yağmurun kendisiyle sabah pencereyi açınca karşılaşdım..yağmaya devam ediyordu..yorgun değil bütün gece yağmış gibi değil tam şu anda yeni başlamışcasına taze..müjde gibi.. - insan sevdiğine tam şu anda ilk defa görmüş de sevmiş gibi bakabilir mi..yağmur yer yüzüne öyle bakarak kendini bırakıyordu.. - sevgili C. insan kendinden kaçmak için yani mesela kafasındaki bir ton karışıklıktan ya da baş edemediği duygularından iç dünyasının halledemediği kaosundan kaçmak için bedenini kullanıyordu değil mi? farkında olmadan bedenini hasta ediyor bilinçli değil ama öyle..bedenin hastalığında bir baş edebilirlik var..en azından somut ve çoğunlukla belli bir tanınmışlık bilinirlik var..haritası belli bir coğrafya..mesela kırgınlık hani grip gibi..daha çeşitli şekillerdi de var ama basitinden bu...

12

  - iki alıntı..biri okuduğım kitaptan " iklim aynı hava değişti" diğeri son izlediğim filmden " ..sonra değişti..değişir bazen..kimsenin suçu değildir"  hangi konuyla ilgili düşünürsen düşün böyledir. - arkadaşım bahsetti biriyle karşılaşmış..hikayeler satıyormuş..bütçene göre istersen ilk cümle alıyorsun..malum bütün hikayelerin ilk cümlesi ne kadar önemlidir, çarpıcılığı, akıl çeliciliği ile hemen karar verdirir.. istersen biraz daha uzun bir paragraf hatta bölüm..dedim e sonuna kadar tümüyle olmuyor mu? yok dedi sondan önceki bölüme kadar alabiliyorsun en fazla..sonunu sen yazmak zorundasın..akıllıca..zaten ben bütün hikayelerin son cümlesine bakarak karar veren o değişiklerdenim..ayrıca bitirmemek de bir seçenek..öylece ucu açık kalmış bir yere varmamış ama her ihtimale gebeliğiyle diri..en zoru bu belki de..okurken de yazarken de..hatta yaşarken de.. - bazı zamanlar hepimiz şikayetleniriz ah işte okunacak ne çok kitap var izlenecek filimler dinlenecek müzikler...

13

  - On üç..severim bu sayıyı..hani insan sayı sever mi diye düşünebilirsin ama insan neler sever bir de onu düşününce..hem çok da uğurludur..asaldır bir kere..köşe kilidi gibi sayı. :) - bir şeyi sevmek için sebep, saik aramak sevmek midir dostum? diye sorarlar adama..seversin işte o kadar..ne mutlu, sevebilmek büyük nimet.. - hemen burada akıllara nazım hikmet şiiri gelmez mi dile..hani şu elma meselesi..tahir ile zühre yahu..ben okuyamam ama çok güzel dinlerim..okusana.. - bir sır söyleyim, aslında okurum çok da güzel okurum.. bence tabii , başkasının fikri de umrumda değil ama işte dinlemenin zevki başka.. - ah be ustacığım ne olacak bu sırların hali..sırdaş dedin sırsız bıraktın..hoş biricik sırrın hakkını vermeye bir ömür yeter mi o da ayrı sır..insan sırrın da yenisini arar mıymış..ah şule bu da mı öyleymiş.. - aldım kitabı okuyorum..bil diye söyledim.. - ve 7.soru..o köprüden atlayan yakınım bir genç vardı..o geldi aklıma..bir de şu sahne; rumeli kavağı motorunda boğazda yol...

14

  - Bugün de kızımın doğduğu gün..ikinci kez değil her evlatta ilk kez olan bir şey bu annelik..ilkinin acemilikleri yok ama heyecanı yine başka..keyfini daha çok çıkardığım bir dönem diğer yandan yine de hayatın kolay akmadığı yıllar..kızımla çok eğleniyoruz o kesin..kız neşesi..ve beni bana gösteren en yalın aynam..birbirimizi bilediğimiz de gerçek..evet sevgili dünya ikinci bir hediye daha bırakacağım ardımda inşallah hem çok güzel hem de yandın be dünya :)) - Sevgili C. ne yaptın sen öyle.. yaşamın tortusu  blogunda adımız adresimiz geçmiş..ben burada kendi halimde sayıklıyordum..yoldan geçerken nasibi olan duyar diyordum..hoş yine öyle olacak ama işaret edilmiş olmak etrafımda gezinen daha çok göz olduğunu bilmek..kal geldi..bakalım nereye kadar kal nereye kadar git ve nasıl olur..şimdi tek tek gezinecek o kadar blogdaş kervanı oluştu ki bu da ayrı macera..bu güzel..sende bir şey var C. tam toparladığımda yazacağım bunu ama var yani..hani şu kadar diyebilirim topladığın s...

15

  - Herkesin zaman kavramı onu algılayışı ve hissedişi farklı..kimseyi benim kendi zamanımın bence olan hızına zorlayamam..evet çok istesem de denesem de..zaten bu olmuyor biliyorum ama unutuyorum..bence doğru olan zamanla onca doğru zaman ya da yeterli zaman ya da gerekli zaman başka..kendi zamanına bak canım benim kendi zamanına bak..durgun büyük bir gölün yüzüne bakar gibi.. - sevgili C. bilmukabele..zira ihtiyacı olan soruyu ya da cevabı çıkarıyorlar insanın karşısına da anlamak zaman alıyor..nasip be güzelim..hayat koca bir nasip kelimesinin içine inşa edilmiş.. - o zaman gelelim 5.soruya..idealimdeki rutin gün aynı şartlar altında hem de...o gün nasılım acaba idealim ona göre değişecek..herkesin evde olduğu günlerden mi..sağlığım nasıl..hava nasıl..mesela şöyle olabilir..enerjik neşeli modda başladığım günün ideali sabah erken kalkmanın zevk olduğu ve en detaylı kahvaltı sofrasının müzikle dansla kurulduğu devamında uzun sohbetli şen şakrak bir kahvaltının maaile yapıldığı bi...

16

  - Pişti oldu..:) - 16/16..hayat kesişim anlarının fevkaladeliğini fark ettiğinde çok eğlenceli..hayatın sırrı belki de sadece bu kesişim anlarında..düşünsene bilmem kaçta kaç olasılıkla benimle yolu kesişen insanlar, olaylar, anlar... - sabah ezanını duymak çok güzel..hafta içi bu saatlerde yani ezanın okunduğu saatlerde yazıyor olmanın nimetlerinden biri..erken kalkmak çok faydali azizim lakin işte seviyoruz geceleri de...iki sevda bir gönüle sığmıyor.. - sevda dedim de radikal dönüşümler yaşayan arkadaşım geldi aklıma çok eskilerden..aklıma biri gelince dua ederim ona vardır bu anın bir hikmeti diye..aşırı duygusallık değil şekerim her şeye mana yükleme manyaklığı da değil..dua etmenin nesi zarar..sen başkasına ediyorum sanırsın o sana yağar bilemezsin..hayatın bu büyülü ya da esrarlı yanını niye yok edelim..sonra fellik fellik büyülü gerçekler peşinde diziler, filimler efendim kitaplar neler neler arayıp duruyorsun.. - dün atlamıştım sevgili C.min 4.sorusuna cevap verme adı al...

17

- Yağmurlu bir güne telaşsız uyanmak, kendiliğinden.. sessizce çağrılmış gibi uyanmak.. - dünden kalan ne diye soruyorum kendime..içimde bitmeyen bir ikindi güneşi kaldı..kalsın..seviyorum. - bir akışa teslim etmek kendini yani gerçekten bırakmak tümüyle ne kadar nereye kadar mümkün..gözlerin aklın gördüğü zaman devreye girmez mi..bu iyi mi gerekli mi,,tam bir teslimiyetin olamayacağının tespiti mi bunca hikaye.. - geceleyin ıssız bir tarladan geçmiş gibi yaşamak...nerden kalmış bu söz aklımda hatırlamıyorum..bazan ben de böyle düşünüyorum..ne ben gördüm ne de ben görüldüm.. - yeni kitaplarım geldi..ben yokken gelmiş komşumuz sahip çıkmış kapıya bırakılan pakete..komşu, yabancıların en yakını..iyi komşu Allahın tebessümü..şükür çok şükür.. - ikindiye susmak yakışıyor ve içim suskun sessiz..o neşeli enerjik yanım uykuda sanki..diğeri onun başında oturmuş sonsuz bir manzaraya bakıyor gibi..yüksek bir yerden denize, vadiye, ovaya ya da çöle bakar gibi...

18

  - Radyoyu açınca o çok sevdiğin şarkının tam da başlıyor olmasının hissettirdiği o duygunun bir adı olmalı..evet hala böyle denk gelişleri anlamlı bulan sevinçle karşılayan yanımı yaşatıyorum. - rast gelmeyi seviyorum ben..planlılık hali bir süre sonra sıkıyor..bu müzik platformları falan zamanla tercihlerini tanıyıp o rast geleliliği bozuyor ya hiç hoşlanmıyorum..sadece sevdiğim şarkıların listesini dinlemek evet güzel sıkıntısız ama süprizsiz..çok az o listeye takıldığımı fark ediyorum genel de keşfetme yollarını deniyorum.. - keşfetmek galiba beni canlı tutan kelimelerden..yeni bir şeyle karşılaşmak onu anlamaya çözmeye çalışmak ve onda kendimle ilgili bir şeyleri okumak..her karşılaşma bu tadı vermese de çok cezbediyor.. - bugün doğum günü..çok güzel güneşli bir gün başladı..oysa o gün kar atıştırıyordu İstanbulumda ve ben soğuğu hiç hissedemeyecek kadar heyecanlıydım..o gün ben anne oldum..anneliğe doğdum..şimdi o yakışıklı yüzünü öperek uyandıracağım..ey dünya sana çok güze...

19

  - bak işte bütün ve sağlam buz kütlesi gibi başlayan ay erimeye hem de belli etmeden erimeye devam ediyor..onlu sayılara geldik benim ters takvimimde..bu böyledir her şey büyük gürültülerle olmuyor hayatta..galiba asıl önemli şeyler çok da sessiz ve ufaktan belli belirsiz oluyor..gözümüzün önünde oluyor o kadar ki görme körlüğünden görünmezlik esrarına bürünüyor.. - hangi filim ya da kitaptan tam hatırlamıyorum şöyle diyordu "saklansaydık gizlenemezdik" aşikar olanın görünmezliği bu. - kara kaplımı okumaya devam ediyorum ve yine ne çok detay unutuluyor fark ediyorum..insan yaşarken mümkün değil bu anı unutmam zannediyor..iyi ya da kötü neyse ne o da kalıyor günlerin arasında unutulmuş bir not gibi..gidip açıp özellikle okumazsan orda kalıyor. - zaten insan en çok zanlarıyla yaşıyor..hatta zannettiğimizden daha fazla zanlara dayanıyoruz ve hatta zanlarımızda bütün olanlara rağmen iyi yönde genelde..her sabah yeniden dünyaya karılmanın tek yolu bu belki de.. - gelelim 2. soru...

20

  - Enerji bu olduğu yerde durmuyor ya ve bizlerde sonuçta enerjiyiz, tabii ki dalgalı hallerde olmamız çok olağan..çıkışlar yükselme hissi falan güzel geliyor çoğunlukla - belki bu durumun da rahatsız ettiği anlar olabilir bu ayrı, lakin aşağı meyilli olmalar, düşmeye başlama irtifa kaybı hiç de hoşumuza gitmiyor..benim gitmiyordu..zamanla bunu bir dalganın geri çekilme hareketi gibi görmeyi öğrendim ya da kabul etmeye başladım sanırım..evet işte yine geri çekiliyorum hayat enerjim coşkum her şeye katılma tadını alma isteğim kollarını geri topluyor diyor ve bunun da aslında tersi bir yükselme getirdiğini, bazan en azından anlıyorum..dalga dışarıya vermiyor da o haldeyken içeriye yükseltiyor hareketini..denizin içindekini  dertop ediyor atacaklarını bir araya topluyor asıl olan daim kalıcılığı ile sağlamken gelip geçici yani asıla ait olmayan bu hareketle dışarı atılmak için paketleniyor bir şekilde..ha tek seferde atılamayan büyük parçalar illa ki sonunda kıyıya çıkartılıyor....

21

  - Kulağıma çalınıverdi şu cümle "Sümer mitolojisinde tanrılar bir şeyin adını söylemekle o şeyi yaratıverirdi" bir belgeselde geçiyor, geçerken takıldı..isimlendirmek yaratmanın bir şekli değil mi diye sordum kendime..yani kendi yaşantımızın içinde de bakarsak bir ilişkiye bir duruma bir olaya kalkıp isim verdiğinizde o bir şeyi bir nevi ortaya koymuş hatta sınırlarını çizmiş olmuyor muyuz..hüzün dersen başka oluyor keder dersen başka, tanışıklık dersen başka arkadaşlık başka..bu uğurludur dersen başka off kötüye işaret dersen başka ki islam inancında hayra yormak vardır mümkün olduğunca olayları yorumlama şekli için bu öğretilir ve tavsiye edilir..bu başkalıkları anlaman için de kelimeler haznen geniş olacak, hangi adı verdiğinin de nitelik ve içerik etkisini bilecek belki sezeceksin..hoş bazı zamanlar bir ad koymayıp var etmeme çabası da olabilir.. - konuşulmayan konular bu isimlendirmelerden bir kaçış mı? - sezmek sezgi ne kadar var hayatında..nasıl beslenir kuvvetlendir...

22

  - bugün kendimle karşılaşmak istemiyorum..mümkünse uyumak sadece..dinlendiğini hissettiğin bir uyanma..sonra çıkıp yürümek yürümek yürümek...hiç konuşmadan..düşünmeden diyemiyorum mümkün değil..e o zaman konuşmuş da oluyor insan kendi içinden..kendi içine ne geveze insan..ama vardır hani bazan kendi içine bile suskun olduğun zamanlar..o da garip bir güzellik taşır ama ürkütürdür de..asıl kimsesizlik hali belki de içinden kendini bile duymadığın terk edilmiş gibi kalakaldığın öyle anlar..

23

  - Bir defterim var..aslında bir kaç defterim var, telefona aldığım notlar hatta artık ses kayıtları, mailler, kitap arası yarım sayfalık ufak yazılar..ama asıl bir defterim var haftada bir gün genelde yazdığım hayatımın izdüşümü notlarla hafızamı kayıt altında tutmaya çalıştığım bir defter..yıllardır kaçıncı oldu bilmiyorum dolduruyorum sayfaları bitince hop yenisi..öyle yılbaşı haydi yeni deftere geçeyim falan da yok..olduğu gibi devam nerde biterse..hayat gibi yani..hayat bizim takvimimizi pek de kaale almıyor nitekim..neyse işte o deftere ne gelirse içimden yazıyorum tabi..pek çok söyleyemediğim şey var içinde ve olan olmayan her şey..çok önemsiz detaylar falan hatta..kişisel tarih..o an anlamsız boş şeyler gibi gelen cümleler bile..sonra yıl sonu genelde dönüp okuyorum yahu ne olmuştu geçen sene diye çünkü gittikçe hızla unutuyorum gerçekten ve bu beni ürkütüyor..ne kadar anlamlı hale geliyor o yazılar bilemezsin..işte yine okuma vakti geldi..bugün başlarım ocak ayı ile..yazg...

24

  - " Aklım her gün sorularla sorularla uğunmasa/ Belki de dünyayı bir anahtar deliğinden gözlemekle yetinecektim " diyor Ahmet Erhan bir şiirinde..bu burada dursun. - 'uğunmak' nasıl dokundu ya..hissettin mi..biliyor musun bunu?  - sen, ben ,o her birimiz dünyaya ardından bakılan anahtar deliği olabilir miyiz diye sorasım geldi...saçma di mi..peki boşver. - sen hiç sinir krizi ya da öfke krizi adı neyse işte o yıkım anını yaşayan birine şahit oldun mu? etrafına ve kendine zarar verirken çaresizlikle bakakaldın mı?  peki hiç sinir krizi mi adı neyse ( belki farklı kavramlar bunlar ehli bilir doğrusunu ) yaşadın mı..hani böyle ağlamanın gülmeye evrildiği az ötesinin de sınır ötesi olduğunu hissettiğin bir an yaşadın mı? tokat atıyorlar o an..çok komik.. - sevgili C. bu kadar iyi görmek de başka bir zorluk bence..biraz görme kusuru mutlu yaşamın elverişli ortam şartlarından bence.. görme, bu kadar bilme :)) - "Demure" yeni öğrendiğim bir kelime hoşuma gitti..b...

25

- Gri bir cumartesi sabahına yakışır şekilde yarı uykulu kalktım..bünyenin bir kısmı yatağın sıcaklığından hala çıkamadı..bak diyorum bu sessiz sakin ve başlangıç anında günün gel baş başa kalalım ikna olmak istemiyor..uykudan daha çok zevk alıyormuş :)  - Uyku da güzel evet çok hem de ama rüyalar başka bir alem..hep gizemli hep çekici geliyor..bir ara ne buluyorsam okuyordum bu konuda..sonra dedim ya bırak sana gizemli geldiği için ilgini çeken bir şeyi gizemini bozarak öldürme..bileceksin de ne olacak..sadece tadını ve yorumunu çıkar ki bunu da yapıyorum.. - dün sevgili C. nin yorumunu okuyunca düşündüm..benim burda sayıklama şeklinde yazdığım bu kopuk çoğunlukla ham yazıları okuyup neyi düşünüyor olabilir..ciddi şeyler düşünülür ben ciddi değilim :) - okuduğum bloglar var ki şimdi bu sabah yazımı yazdıktan sonra çay demlenmiştir bir koca bardak dolusu çayla onlarda gezineceğim..onların bir listesini koymalı buraya belki sen de okursun..oku yani ne güzel insanlar var ne güzel yaz...

26

  - Yalnız yürümeyi seviyorum..bilmediğim sokaklarda sezgisel kayboluşlar/yolu buluşları deneyimlemeyi de..bazan kalabalıkça bir cadde de herhangi bir kişiyi seçip sanki takip edermiş gibi ardından yürümeyi mesela..sonra bir anda sıkılıp başka bir yöne dönmeyi..insanlara bakmayı seviyorum ama her zaman gördüklerimi sevdiğimi söyleyemicem.. - dün kitapları teslim etmek ve yine farklı bir sokaktan yürümek için kütüphaneye gittim..yolu mümkün olduğunca uzattım..kitapla deniz arasında müzik vardı..daha ne olsun.. - hayat bir şeyleri elinden bazan hırçın öfkeli bir çocuğun hiç de arkadaşça olmayan oyun oynaması gibi alıyor ve gözünün önünde atıyor uzağa.tam ne olduğunu anlayana kadar sen oyun değişiyor ve aklın uzağa atılan oyuncakta daha doğrusu yarım kalan oyunda kalıyor..üstelik yeni oyuna da devam etmen için omzuna abanan o hırçın çocuğun iteklemeleri arasında.. - geniş açı daha geniş açı kullan..neyi gördüğünü neyin içinden onu gördüğünü göster bize. - sonsuz olasılık denizinde yüz...

27

  - Gün henüz bitmedi..bazan de böyle akşama kalır olur yani neden olmasın her zaman sabah yazdığın yazı o gün demini alıyorken vakti gelmiştir yazılır. - kızımın telefonu arızalandı..önce format atmak gerektiğini söyledi abisi ki evin teknoloji işlerinden o sorumlu yardımcısı da babası :) neyse format atıldı ama sorunun mekanik boyutu olduğu anlaşıldı ve telefon tamire gitti..geldi tamam her şey düzelmiş. ama son bir senedir olan fotoğraflar uçmuş..yok yani..ve güzel ergenyusum gözyaşlarıyla krizi karşıladı..bütün çabalara rağmen çözüm olmayınca ağlaması için rahat bıraktığım kızımla gece yarısı mutfak sohbeti yaptık..ona iyi geldi biliyorum çünkü sakinleşti ve cümleleri değişti (başlangıçta o kadar karaydı ki içim buz tuttu ) ama bana daha iyi geldi.. - bu çok ilginç gerçekten nasıl oluyor da tam o anda ortaya çıkıyor muhatabıma göre değişen içerikte anlamada derinlikte ve çeşitte cümleler bilemiyorum..benim sadece ağzım hareket ediyor konuşan başka bişi..ve ben dinliyorum bunu.....

28

- Birden aklına düşen hayatının kenarında bir yerde kalmış bazı siluetler olur aslında hiç ama hiç hatırlayacağını sanmadığın bir tanıdık yani belki az temaslı bir arkadaşlık..sokaktan geçerken gördüğün bilmem ne teyze mesela..sadece silüet ama adı bile yoktur özel hiç bir şey yoktur..dekor gibi figüran hah tamam bu, hayatın film olsa neredeyse hiç konuşmayan figüran gibi yüzler..sadece düzenli ve belki periyodik denilemese de tek sefer değildir görünürlükleri..hani çıkarsan onu oradan o sahneleri atsan geçmese arka plandan mesela olur..senin hayatının kurgusuna zeval gelmez..hiç ama hiç değişmez hikaye..tümüyle görsel fazlalık belki..hatta bazıları ses sadece görüntü bile değil..ama var ve birden farkettiğin bir varlık gibi..birden görmek gibi..niye kalmıştır niye birden bire günün bir anında damlar hafızanın su sızdıran çatısından günlük hayat odasına.. - sen de birilerinin hayatında o figüransın..bu kadarsın bazan..bunu bir düşün. - arkadaşlarla her sabah birlikte yaptığımız vapur y...

29

- Beyaz kağıt/sayfa korkusu diye adlandırma var mı bilmiyorum ama bence böyle bir duygu var. o boşluğu anlamlı şekilde dolduramamak sancısı kadar ne yaparsan izinin çok görülebilir olması yani bu kadar aşikarelik bu kadar göz önündelik bu kadar meydan okuma fazla gelebiliyor.  - oysa o boşluğa bir nokta bile koysan manalı..bunun bir menkıbesi dahi var şimdi aklıma geldi. - menkibeler okumayı masal okumayı sevdiğim yıllardan bu yana seviyorum. daha etkileyici hatta çoğu masaldan.. - bir ara çoktu bu masal okuma dinleme ortamları işte yetişkinlerin de buna ihtiyacı olduğu falan..evet vadır bence her yaş için iyidir o alan ama şunu düşünmeden edemedim; bir çocuğun zihninin masalla karşılaşma halini asla yakalayamayacağız ki..o bileşenin büyüsü bu nedenle hep eksik olacak...bir çocuk zihni/kalbi ve o hayretlik masal diyarı buluşmasının içinde duyurduğu sınırsız süprizli alem geride kaldı..masala dönersin ama dönen sen çocuk değilsin ki o büyülü hali bulasın. - masallar için sorun yarat...

30

  - "Marifet terkiptir".. özü lazım olacak sözlerden..hatırımda bulunsun.. sen kendi terkibine bak kardeşim. - Konuşma, zamanın içinden eskiye yol buldu, ailenin tarihinden bir fotoğraf çıkardı getirdi...yıllarca bir nesne bir vaktin kapısında bekliyor..hayret - bak bir söz daha kalsın burda; gariplikler zamanında hayrete hasret yaşıyoruz.. - ona renkli ipler aldım..düşüncelerini örüyor..iyi gelecek diye umuyorum. - gülmek çok güzel de kızımla gülmek başka güzel..hayır oğlumla da gülmüyor değiliz ama daha ciddiyiz. - birden başlayan yağmurun sesi geldi pencereden ve sızan o topraklı ıslak kokusu. - film vakti geldi..özledim.. - var mıdır her şeye vakti olan. bak kum taneleri hiç acele etmeden ama durmadan da düşmeye devam ediyor..

31

  - kimse seni kısıtlamazsa sen kendini kısıtla bebeğim..insan sınırları bulunca ötesine geçebiliyor. - bugün yine senin öldüğün o sabahı hatırladım..yolculuğun orada devam ediyor olsun. - çapkın( muhabbet kuşumuz) ne kadar yalnız..o nedenle belki de beni çok seviyor. - mektup yazmak istiyorum ama bu sefer başka birine.. - felsefe sen ne güzel şeysin üstelik ben seni uzaktan gördüm. - güzel bir kadın. seksen yaşında ve güzel bir kadın..çekicilik ölmüyor azizim. - neden bu erkekler bu kadar korkak ya rabbim hep mi bizden sebep bir adım atabiliyorlar..cennetten çıkış hikayesi vakimidir bilmiyorum ama burada hep öyle.  - cehennemden geçmeyen de ne biliyim. - nazanın yeni kitabına doğru uzanıyor içim.. ama hayır yeterince istemedim daha..bekle.. - bunu deneyeceğim..