benim sinemalarım
bugün "benim sinemalarım" filmini izledim..ve tabi şunu düşündüm..ben ve sinema...neler hatırlıyorum..hayatımda asla kitaplar kadar yer edinemese de bir yeri daima oldu..zaman zaman uzaklaşıp yakınlaşan bir ilişki..
ilk aklıma gelen her cumartesi trt ki o zamanlar tek kanal zaten, bir türk filmi oynatırdı ve biz onu ailecek heyecanla beklerdik..hatta benim bir küçüğüm olan kardeşim çok iyi kayıt tutan biri olarak küçük bir deftere hangi hafta hangi film oynamış kimler oyuncu, yönetmen kim yazardı..(ailede bir not düşme merakı olduğu kesin..herkesde farklı tezahür etmiş..bunu ayrıca anlatayım :) o filmleri kaçırmadan zevkle izlediğimi çocuk aklımla sevdiğim ya da sevmediğim oyuncu ayırımları ve filmler yapmak ve kendimce hayaller kurmakla ilgili şeyler hatırlıyorum parça parça..pazar günleri oynatılan kovboy filmlerini ve pazar gecesi sanırım parlement sinama kulubü sunar diye başlayan o yabancı film saatlerini de..
okulda yani ilk okulda da gösterilen bir iki film hatırlıyorum..derste dağıtılan süt kadar okulun gösteri için ayrılmış salonunda izlediğimiz bir kaç film sahnesi geliyor gözümün önüne..yazlık sinemayı annemler daha iyi biliyor ben hiç hatırlamıyorum yazlık sinemada film izlediğimi..ama hafta sonları o yazlık sinemalarda gündüz düğün yapılırdı ve ben de elvan gazoz ya da meysu şeftali içerdim bayıla bayıla..demek ki vardı ama biz gitmiyorduk..lisede tabi ki ilk sinema günleri başladı benim için gerçek anlamda..yaşadığımız semtte yeni açılan bir salon vardı, kızlarla okulu kırdığımızda varsa ilgimizi çeken film doğru sinemaya..üniversite zamanı kadıköy, beyoğlu artık nerde canımız isterse orada film izlediğimiz neredeyse düzenli diyebileceğim sinemaya gitme dönemi..
yani daha çok filmleri sinemada izlediğimiz dönemler bütün bunlar..çalışma hayatı, evlilik, çocuklar...gittikçe azalan bir faaliyet olarak en sonunda neredeyse bitti..sinema salonunda en son izlediğim film "en sevdiğim pastam" filmi ki çok güzeldi ve eşimle baş başa uzun zaman sonra gittiğimiz son film aynı zamanda..galiba bir önceki "kış uykusu" idi..
artık sinemaya gitmesek de film izliyoruz tabi ki..bazan birlikte bazı zamanlar da herkes kendi bilgisayarında kendi odasında ortamında kendi seçimini..bazı izlediğim filmler bir müddet gitmiyor benden düşündürüyor veya bir şeyleri tetikliyor..iyi bir film nedir bilmiyorum bana dokunması bende bir düşünce ya da duygu uyandırması ya da görsel zevk vermesi önemli benim için..çok geniş bir okyanus ve orda yol almak deneyimle birlikte belki sezgi ve şans istiyor bunu anladım..bilenlerin tavsiyelerine güvenerek bir de sezgilerime, beni çeken her hangi bir unsura göre seçiyorum..
büyüleyici bir dünya..salonda o karanlığın içine gömülerek ve kendini tümüyle beyaz perdedeki akışa teslim ederek başka bir dünyaya doğru ayağının yerden kesilmesi müthiş bir şey..bu alışkanlık yaptıracak bir kaçış kapısı..bu dünyaya tahammül azalınca gidilecek başka bir evren belki..o kapıdan çıkıp gitmeye alışmış birinin bu dünya ile teması da gittikçe değişiyor sanırım..iyi ki var yani..
ben filmleri not almıyorum o nedenle neyi izledim nasıldı falan unutuyorum..ama anısı olan bazı filmler de var tabi ki..mesela "hayat güzeldir" veya "melekler şehri" veya "babam ve oğlum" ya da "eşkiya"
böyle işte..bu ara daha çok izlemeye başladım yine..buraya yazarım unutmamış olurum hem..
nbc , üç maymun izledim dün galiba..biraz nbc gidesim var..demirkubuzun "hayat" filmini izlemiştim o da çok güzeldi şimdi aklıma geldi..haa "bütün saadetler mümkündür" o da şahaneydi..trt2 sağolsun..bunlar hep yakın zamanda izlediklerim..karışık kaset gibi oldu :))
tamam gittim.
Bana verdiğiniz tavsiye filmini izlemiştim daha önce, siz istediğinizde bende size önerilerde bulunurum M
YanıtlaSil