hzr-16


Gel seninle bir dönme dolaba binelim..vakitte gün batımına yakın olsun ki geceye yüzünü dönen dünyanın renkten renge, halden hale geçişini seyredelim..uzun zaman oldu değil mi? valla ben epey zamandır binmedim dönme dolaba..oysa lunapark diyince en sevdiğim bir numara alet budur ikincisi dönen salıncak ve tabi ki çarpışan otolar. :)) çocukken mi yakışıyor lunapark insana..ne kadar ciddiyiz ne kadar değil mi..valla hepsi kendime bu sözlerin sen üzerine alınma..havası kaçmış gazoz gibi tatsız günlerden geçiyor içim...belki ondan hayalen de olsa çocukluğumun eğlencesine kaçmak istemem..hem dönme dolapda ne güzel konuşuruz..sıkılırsan dinlemezsin seyredersin alemi olur biter..win-win yani..

yorgunum..bu yorgunluk nerden çıktı geldi de bu kadar ağır hissediyorum bilmiyorum inan..ve ben yorgunluğa inat hareket ediyorum..çok hareketli olduğum, çok konuştuğum çok güldüğüm zamanlar şüphe ile yaklaşırım kendime..kesin ağır bir yas/acı bişi var yani..hani tesisattan bir ses gelir belli belirsiz anlarsın çıkacak bir arıza. :)) o hesap yani...var bir arıza..hayırlısı bakalım...dediğim gibi aşırı harekete vurdum bende kendimi..salı günü sirkeciden bindik yeni açılan kazlıçeşme trenine (eski hat biliyorsun) sondan bir önceki durak olan yedikule' de indik..başladık ordan sokaklara gire çıka sirkeciye doğru yürümeye..yedikuleye giremedik hazırlıklar vardı bienal mi ne olacakmış kapalıymış..dedik o vakit geliriz..ordan samatya- kocamustafapaşa-kumkapı hattı üzerinden mis gibi bir havada gözlerim orda burda milletle konuşa bakışa yürüdük..:)) şahane bizim insanımız valla..herhangi bir yerden lafa girebiliyorsun ve en usta tenis oyuncusundan (Federer mi?)  daha güzel bir hareketle seni karşılıyor..doğallıkla..bir kaç yerde böyle ayaküstü sohbetlerimiz oldu :)) samatyada içtiğimiz çorba acayip iyi geldi..sonrası çay simit kahve..haa bulgur palas var ya oraya da uğradık..valla cillop gibi yer yapmışlar..sergi de vardı..attım instaya fotoları bir kaç tane..neyse efendim sonra karasular ayaklarımızda eve döndük tabi..
perşembe ise dedik vuralım gidelim Şile'ye..yıllar oldu gitmeyeli...gittik..hava bizim orda 19 derece günlük güneşlik iken yolda bir sis çöktü bir serinledi şile tarafına yaklaştıkça ooo... oldu mu sana 12 derece falan..sisli havada deniz feneri..çok egzotik çok melankolik..şile çok sakindi..ağva daha da öyle..biraz orda burda gezindik ama nedense benim ruhum pek barışamıyor buralarla..neyse yine de iyi oldu..
diğer günler işlerim çoktu ama her gün uzun yürüyüşleri kenara bırakmadım..hatta sabah ayrı akşam ayrı...diyorum ya var bir sıkıntı ama tam çözemedim kaynağını..çünkü bence bir değil bir kaç koldan akan kaynak suları bir yerde birleşiyor gölleniyor ve çoğalıyor..oradan akacak mı kuruyacak mı batacak mı bilemiyorum..o gölü besleyen kaynakları bulmam lazım..belki gölün dibinde daha büyük kaynak olabilir..işte böyle şeyler yani..bulacağız ve çözeceğiz..
ayrıca oğlum mayıs ayında askere gidiyor..bir ay evet bedelli ama sonuçta asker olacak anlıyor musun..benim minik bebeğim..bu hem gurur veren, bir merhaleye erişme zevki veren bir his hem de kum tepeleri yer değiştirir akar gider ya kocaman bir tepe gözünün önünde..öyle bir his işte..bişiler daha devriliyor...
açıkcası bir yaş krizine doğru da yürüyor olabilirim..mayıs benim doğduğum ay..ve kırklarda son senem başlayacak..garip işte..bunu bende tanımıyorum o nedenle anlatamıyorum şekerim..napalım susarak tanışalım bari diye içime kıvrılma günlerimi arttıracağız belli ki..ya ararsan hayatta sorun bulmak zaten çok kolay..bu benim asla tercih etmediğim birşey..görmezden geldiğim anlamına da gelmiyor bu tabi ki..özellikle sadece pembeli yeşilli mavili kısımlarına bakıyor değilim.. gözlerim bu hayat resminde onları seçmeyi daha kolay beceriyor..hayatın diğer renklerini de red ediyor değilim..sadece  bu ara dibe çöküyorum..evet kabul edelim bu ara neşe yok pek..yas var..dip demişken okuduğum kitap yani "dip akıntıları" da çok tevafuk değil mi? kadın yaşadığı şehri yani berlini tanıma yolculuğunda ve kendine de bu yolculukda bakıyor..değişik ve fakat güzel bir kitap..özellikle sevgili C. senin okumanı ve ne düşündüğünü paylaşmanı isterdim..yazarı Kristy Bell..bakmak istersen diye..
bu hafta land(2021) ve touch(2024) izlediğim filmler...yine  güzeldi bence ve yine tavsiye..
bol bol müzik dinlediğim ama hiç dinlenmediğim nedense garip değişik bir haftadan sonra geldik mübarek haftasonuna..bugün veli toplantısı var..ve sevgili eşimi görevlendirdim çünkü benim o ortamın boş gevezeliğini kaldırmaya mecalim yok..ya bunlar lise öğrencisi artık ama anaları ilkokulda kalmış..istanbulun en iyi liselerinden birinde veli profili bu..çok acımasız oldu kıyamam en azından bir kısmı bu..neyse..kızım bu hafta niye yaşıyoruz madem öleceğiz ne anlamı var falan diye sorularla çıkmaz sokaklara soktu yine..ha cevabım var ama tatmin olmuyor...aslında bazan ben de aynı çıkmaz sokağa kendim giriyorum ama nedense sorun değil diyip çıkıyorum :))
var mı bir cevabın bu ergene söyleyem de rahatlasın..belki de konuşmadan sadece yaşamak lazım..başın döndü mü dönme dolaptan inelim mi artık..bak ne güzel geceye kavuşan bir şehrin sanki çok neşeliymiş gibi yanan cıvıl cıvıl ışıkları ve deniz üstünde yansıması..nasıl güzel..nasıl ikna edici bir dünya..ah yalan dünya..dönen dünya..çok güzelsin valla..

selametle.

Yorumlar

  1. Hikayeleri olan bunu yaziya dökmek. Maviler icinde olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim yorum için ve evet maviler en sevdiğim..olalım inşallah.

      Sil
  2. Cevabım yok :) ama sanırım hangi cevabı verirsek verelim yine tatmin olmaz, taaa ki kendi cevabını kendi bula :) hepimiz arıyoruz. Yedikule'den Sirkeci'ye yürütmek ne hoş ne güzel göründü gözüme, ay ben oraları hiç bilmiyorum ya :( yaşım da aldı başını gidiyor elinin ortasına doğru :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) ne zaman istersen gel beraber yürüyelim başım üstünde yerin var..haklısın bunlar ona cevap olmayacak belki güzel tarafı kendi cevabını bulması zaten..ben ve sizler ona pencere açıyorsunuz o kapıyı bulur...yaş değilde yaşlı hissetmek sorun aslında, ben bu ara ikinci kısımdayım :))..ve çok sevindim seni gördüğüme :)

      Sil
  3. Çıkmaz sokakları denemek lazım. Sende yürü bakalım bir gün çıkmaz sokakta. Bakalım neler fısıldayacak sana. Özellikle çıkmaz sokak tabelasını bir incele sonra dal sokağa. Notlar almayı unutma. Vesselam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çıkmaz sokakları ben severim orda biriken başka bir güzelliği var hayatın..sadece fazla oyalanmamak lazım..kızım çok oyalansın ve kalsın istemedim belki ama dediğiniz gibi denesin, duysun..şu sakin bakışa erişene kadar kaç çıkmazdan çıkıldığını elbet hayat tecrübe ettirecek..Allah yardımcımız olsun :)

      Sil
  4. Bakmak isterim ve bakacağım… Yazının başında bu kadın benim mektup arkadaşım olsa diye geçti içimden, sonra adımı görünce, e işte mektup arkadaşım ya dedim güldüm :) Bazen yazmasam da, düşünüyorum derûn derûn burada yazılanları, kendi penceremden bakarak..
    Üstteki yorumcuya katılıyırum çıkmaz sokakları ben de denemem hiç, ama bazen sağında solunda güzellikler oluyor, iyi ki girmişim diyor insan ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) yaa mektup arkadaşımsın ya sen..kalbin duyuyor biliyorum..hatta fısıldıyor da bazen :))
      sarıldım.

      Sil
  5. Dinlemeyi ve okumayı seven biri olarak ne iyi geldi dönme dolap arkadaşlığı. Yüreğine sağlık 🌹 Şu an o ergene verebileceğim cevabım yok ve "Kelin ilacı olsa başına sürer." diye yazarsam anlaşılır sanırım neden cevap veremediğim. Yeni yaşın kutlu, Neşe'n yolda yoldaşın, Kalemin kuvvetli, mürekkebin bereketli olsun 💙🤲

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah canım Sevil, çok güzel dileklerinle söyledin söyleyeceğini..bu aslında hayatın anlamı..bir kalbin diğer kalbe hissettirebildiği duygu..sevilmek, kıymetli olduğunu hissetmek, bir anlam olarak bence yeter..ve ben bunu şu an aldım kalbime koydum..kızıma buraya yazılanları ve gelen diğer cevapları okudum okuyorum..konuşuyoruz üstüne..ve biliyorum ki kalbi aydınlıkda yürüyor..bu yeter..sarıldım...çok sevgi..

      Sil
  6. Ergen’e sunu soylerdim, “ onemli olan Nereye varacagin degil, yolculugun kendisi, butun kliselerin ardindaki bilgelige ulasip, ustune bilgelik havuzuna kendi baliklarini birakacaksin , bazen oyle mutlu olacaksin ki bu hayatin bitecek olmasina icleneceksin. sonsuZ guzellikler , onlari gorup taniyabilmen icin sabirla beklemekte, ve bu hayat yasamaktan cok daha fazlasi, kendini bulup bulup yine yeniden kaybettigin bir yer”

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) ondan önce kendime aldım bu cümleleri...çok güzel ifade edilmiş..sadece aldığın değil kattığın anlamlar, güzellikler ile dolduracak yaşarken elindeki ömür sayfasını..ve işte böyle diyecek büyük insanlık içindeki benim küçük ama olmazsa olmaz öyküm..çok teşekkür ederim yorum için..anlam kattınız :)

      Sil
  7. Çok şanslısın ebeveynlerdensiniz, böyle gençler bu yaşlarda böyle sorular. Demekki farkındalık çok yüksek.
    Soruya cevabım: gençler araştırmayı kendileri keşfetmeyi sever. Mevlana, ölümü Şeb-i Arus yani Düğün Gecesi olarak görüyor. Bir araştır bakalım, 752 yıldır bu neden düğün gibi kutlanıyor? Sonra üzerinde konuşalım. Tekrar vesselam (benden de bir cevap beklediğini duydum)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öncelikle teşekkür ederim evet bence de bu sorular farkındalık içerdiğinden çok kıymetli...derin meseleleri böyle şimdiden dert edinmesi bir yerde iyi olmakla beraber beni endişelendirmiyor diyemem..sadece yalnız olmadığını bu loş tünellere girip bazen bizim de kaybolduğumuzu ama hayatın her zaman ölümden büyük ve kuvvetli olduğunu fark etmesi için elimden geleni dilimden döneni önüne bırakıyorum ki düşmesin..ölümü şeb-i arus görme seviyesi çok yol yürümek istiyor..ben henüz orda değilim ki yine de niyet tahtamızda bir numaralı madde..kızım da yabancı değil bu mevzulara ama şu da var derdi ölüm ve sonrası değil daha çok ölmeden önce nasıl ve niçin yaşadığı..konuşuruz bunu daha buralarda alırım destek yorumları tabi ki :)) eyvallah çok teşekkürler tekrar yorum için.

      Sil
    2. Şeb-i aruz da ölümle veya sonrası ile çok alakalı değil ama neyse sen öyle kabul ediyorsan öyledir.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

yazmak meselesi

hzr-2