Rutin dışı-3
Mutfaktayım yine..rutin..yemek işim yok sadece serinliği ( çok güzel bir rüzgar esiyor balkon kapısından), gölgeli sakin hali, ocakta çayın kaynaması, bana aitliği ile burada olmak güzel..herkes evin bir odasında..oğlum evde değil çünkü çalışıyor, evin tek saatli mesai yapanı..kızım her ergen gibi odasında kendi habitatında yaşıyor ( neden o kapı kapalı olmak zorunda yaa :)) tatilin kalan günlerinde de rutinini bozmayacak belli..eşim kendi masasında çalışmasında..çay içer misin diyorum elimde bir bardak çayı masasına bırakırken..laf olsun sorusu, biliyorum cevabını..ben de büyük bir bardak doldurup bir kaç kayısı kurusu ile oturuyorum..aklımdan yürüyüşleri bu ara aksattım düşüncesiyle kilo aldı başını gidiyor kızım dikkat et toparlan, hadi bir diyete başla artık sesleri aynı anda ama sıralı geçiyor..eylül geliyor diyorum, yoğun ve koşturmalı günlerim yaklaşıyor..azcık daha rahat mod devam etsem ne zararı var..:)
blogları geziyorum son yazılanları okuyorum..bu serideki arkadaşlar başta olmak üzere rutin ziyaret ettiklerimin hemen hepsini..ha bu arada bildiğim kadar bu seride yazan arkadaşlar şöyle;
AVARE BALON | ÖYKÜLER, SEYAHAT GÜNLÜKLERİ
radyo z – dünyanın bir radyosu
Mumdan Gemiler | Sadece yazma isteği…
ve bendeniz :)
kaptan, eksiğim varsa yorumlarda ilave et lütfen.. ( yorumlara istinaden güncellenmiştir:)
geçen hafta içi yoros kalesine gittik. boğazın karadenize öpücük kondurduğu müthis bir seyir alanı..korumayı ve kıymet vermeyi bilmiyoruz..ya bir şeyi olduğu gibi tutmak istiyorsan hiç dokunma, kirlenmesin yeter..ya da dokunulacaksa insana kolaylık sağlasın buna çalış yeter..
neyse söylenmiyeyim..asıl dikkatimi çeken şey, bir ağaçcık kalmış kalenin içinde, yani bir değil bir kaç tane var ama bu nedense seçilmiş, dilek ağacı yapılmış..ama nasıl..bağlanan şeyler çer çöp..ıslak mendil kurusu, naylon poşet, ambalaj paket kağıdı, kâğıt havlu ya da ona benzer bişi vs.. hani dilek ağacı diyince gözünüzün önüne filmlerden gayet estetik, duygu içeren sahneler gelir ya, alakası yok..batıl bile olsa insan kıymet verdiğinde o işten, emekten ortaya mutlaka bir sonuç çıkar..kardeşim dileğine mi kıymet vermiyorsun, burada bunu yapanlara mı taş atıyorsun kendince dalga geçiyorsun..her halükarda batırıyorsun..dileğine kıymet veren kalkıp bunu pespaye araçlarla anlamsızlaştırmaz.. batıl bulan ise elini sürmez, en azından görüntü çirkinliğine katkı sunmaz ki kıymet verdiği kendince inancı da bunu söyler..o garabete bakınca şunu da düşündüm. biz aslında kendi varlığımıza o kadar değersizlik yüklüyoruz ki bizden ortaya çıkan da bize benziyor.. ayrıca kendinden bir parça koparıp o ağaca o niyetini o ahdini bağlayan yüreğin asaletinin ve eriştiği mana aleminin gerçekliğinin yanından senin çakma bilimsel, ilimsel, modern, teknolojik vb. yapay gerçekliğin, anlayışın ve zekanın zerresi geçemez..öyle..
değerliyim, değerlisin, değerli..günde üç kere yemeklerden önce hatırlat kendine ve sevdiklerine :) yeni rutin bu olsun..
hafta sonu şehir dışında olacağız, gelecek hafta devam ederiz bambaşka bir telden :)
sevgiler kıymetli ahali..
Eylül başında bir aylık bir diyete başlayacağım, yazın biraz sermiş gözüküyorum, raptı zapt altına almak lazım :)
YanıtlaSilEylül harika bir ay deyip huzurlarınızdan çekiliyorum. :D
hımm ben de raptı zapt altına alma kararında daha motive oldum şimdi...eylülden tezi yok bu gidişe dur denile :)) hadi bakalım inşallah..
Sileylül başka yaa..yılın bence sene başı eylül 1..en azından benim için öyle..hoş gelsin inşallah :)
Ay şahanesin eline sağlık kim ne yazıyor sayende topluca takip edebiliriz :) Dur hemen bu yazına link vereyim ben de.
YanıtlaSilYa ben de tek başıma önümde kahve fincanıyla oturuyorum herkes kendi dünyasında bizde de :) Şu yazılar bizim gibi adacıkları okyanus içinde birbirine bağlıyor sanki!
hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için öyle değil mi, bir avuç insanız işte tutuşalım elele :))
Silseverim ben böyle toparlamacı bir yanım vardır yani..
Herkesi derli toplu burada görmek şahane oldu. Elinize sağlık. Benden başka da adıyla sanıyla blog yazan yokmuş! :) Medium'da hesap açarken nasıl olur beceremedim, ya da belki de olmazdı, bilemiyorum. Eskiden yazdığım blogun adı "birdeliağaç"tı. Bu vesileyle Pınar Kür'e de selam ve rahmet olsun!
YanıtlaSil"Değer" konusunda benzer düşünüyoruz. Özen ve emek lazım kıymet katmak için ama bizde nerdeee?? Her şey çalakalem; olsun, bitsin.
bir deli ağaç..ah yaa..rahmet olsun evet..
Silya evet Leylan bu çalakalemlik o kadar sinmiş ki üzerimize her şeyimiz çalakalem..hatta kalem gitti çalı çırpı bişi kaldı geriye..ihtimam, özen nasıl sakin ve şefkatli kelimeler oysa..
Blogları ayrı ayrı platformlardan takip etmek biraz zor oluyor aslında. Hepsini takip ettiğimi sanıyorum ama okumak için girdiğimde tekrar üye ol emri veriyor Google efendi. Keşke tek bir platformda toplanabilseydik hepimiz... Yine de buna da şükür diyelim. Kalem kardeşliği engel tanımaz. Hayatımın en ciddi rutinine dönmeden ki kendisi yemek yapmak olur :) bir merhaba demek istedim. Sevgilerimle.
YanıtlaSil:) ah o rutin yemek yapmalar, yapmasan bile mutfakta bitmeyen öncesi-sonrası işleri..çok şükür tabi ki, en ciddi en mühim bazen sıkıcı olsa da en güzel rutinimiz..kolay gelsin bereketli şifalı olsun..sevgimizi katıyoruz biz de..
Silyalnız dediğin doğru çok zor apayrı platformlar, hatta bazen yorum yazamıyorum illa bi sıkıntı çıkıyor, keşke tek yerde olabilsek..
Kaktüs gölgesinde bile özenle-dikkatle-içtenlikle ve asıl önemlisi dostça kuma yazı yazanlar var oldukça bu evrende, insan neler istemez ki...
YanıtlaSilÖnce bu güzel- fark yaratan, özendiren girişimi başlatan çok sevgili Neslihan arkadaşımıza teşekkür etmeyi düşünürsünüz...
Sonra da "Acaba?" dersiniz. Böylesine geç kalmış, kararsızları da kabul ederler mi ki?
Teknolojik ve bedensel engellilere de aranızda yer bulunur mu?
Ah bir başlayabilsem, devamı gelir de... "Başlamak, bitirmenin yarısıdır." diye kim demişse ne güzel demiş...
Sevgili Makbule Hanım, ben Neslihan. :) Tabii gelin katılın, ancak mutlu oluruz. Çoğaldıkça birbirimizi besliyor, birbirimizden ilham alıyoruz. Zaten bu sefer haftada üç yazalım dedik, herkes kendi ritminde devam ediyor. 21 Eylül'e dek sürdüreceğiz. Sonrası için yine kendi blogumdan duyururum. Siz de istediğiniz yerden eşlik edebilirsiniz. Blog adresinizi de paylaşırsanız biz de öğrenelim. Sevgiler...
SilMakbule hanım, tabi ki buyrun... sevgili kaptanımız Neslihan da zaten açıklamış..isteyen istediği yerden istediği kadar katılabilir bence de :)
Silekliyorum sizi de listeye o zaman :)
İlk yazımda katılırım diyenleri ve belki duyar da gelir diye beklediklerimi linkleyip yazmıştım ama eklenenler oldu, olmuş, kimisinden haberim yoktu! İyi ki yazdınız. :)
YanıtlaSilEkleyeceğim bir blog daha var, sevgili Mumdan Gemiler.
https://mumdangemiler.wordpress.com/
Biri daha var aslında bizimle yazan ama anonim kalmayı tercih ediyor sanırım, blogu dışarı kapalı.
Sonuçta toplam on dört kişiyiz, sanırım şimdiye kadarki en yüksek katılım. Rutinin dışına çıktık bile! :)
Çaput meselesine üzüldüm. Hepsi ruh fakirliğinden artık. Ruhlarımız, gönül gözümüz, hayatımız, umutlarımız öyle fakir öyle "eprimiş" hale geldi ki, önemli olan o özen falan değil. Bir an önce olsun, hemen olsun ve şıftırtıverelim. Bu.
En son çaputu Baksı Müzesi'ne gittiğimizde orada yüksek yüksek dağların, teplerin ortasında tekbaşına duran koca bir ağaca bağlamıştık. Bir arkadaşımız özenmiş bezenmiş, hepimize renkli renkli bez çaputlar getirmişti. Dilekler tutup astık, şarkılar söyledik, resimler çektik. Ağaç da öyle güzeldi ki, büyülü bir anı bıraktı bize sanki..
mumdan gemiler ve makbule hanım da eklendi..keşke diğer yazan arkadaş da bize açsa yazılarını tabi ki kendi bilir ..oleyy rutinleri kıranlara selam olsun o zaman :))
Silişte tam da senin ifade ettiğin gibi bir anı, bir büyüyü bir estetik ve duyusal odaklanmayı görmek farklı..insan dokunuşu hissedişi ile en sıradan şeyi bile çok başka hale getimeye muvafık bir varlık, emanet edilmiş bir kabiliyet bu..
neyse biz elimizden geleni yapalım en iyisi..çok sevgiler kaptan :))
Çoğaldıkça mutlu oluyorum. Çevremde o kadar yoz insanlar var ki, şurada kafama uyan, ruhen anlaşabildiğim insanlarla aynı platformda buluşmak harika. Normalda aklına estikce bloguna yazan, ihmal etmeyen biriyim ama şu birliktelik olunca daha bir hevesli oluyorum, daha iyi yazılar çıkarıyorum. Birlikten kuvvet doğar diye boşa dememişler. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum...
YanıtlaSilkesinlikle doğru söylediniz, kendine nefes alanı yaratma yöntemi bu çeşit işler..çünkü insan anlamak kadar anlaşılmak istiyor yahut anladığını paylaşmak ve bunun karşılık bulmasını..
Silben de sevgiyle sarıldım..geç cevap için kusura bakmayın yeni geldik :)
Bir Eylül gerçekten yılın başı gibi gelir bana da! Ocaktan değilde eylülden sayasım gelir çünkü okul başlıyor filan birde farklı manası nişanlandığım, evlendiğim ilk oğlumu (2. Ekimde:) dünyaya getirdiğim kutlama dolu ay! Sonbaharı seviyoruz :) ve bu liste süper oldu Neslihan’da paylaşmıştı ordan tıklayarak gidiyordum burda tamamlandık gibi inş nice katılanlar olsun ne güzel oluyoruz. Ve en son ah bu ağaçlar ne çekti insandan! Ağaca bağlayacağımız madde saf organik pamuklu vs olmalı ki incitmesin geri dönüşsün doğada ama nerde o şuur .. dileğimiz aklını kullanan vicdanlı insanların çoğalması olsun diyerek yazına burdan bağlıyorum harflerimi nazikçe 🎀
YanıtlaSileylülde evlenenler kulübünde ben de varım :)
Silbol kutlamalı mübarek ay senin için gerçekten bereketli geçsin..süpriz güzelliklerle geçiş yapalım ekim ayına..günleri de birbirine sevgiyle bağlayalım kopmasın dağılmasın :)
Kilo demeyin bana. Bacakların üst kısmı ve göbek selülit yuvası. Beynim rahatlasın diye kendime türlü tatlı kötülükler yapıyorum. Ay valla yerken, içerken pek güzel oluyor. Evdeki aynalarin modasi gecmedi mi acaba? 😁
YanıtlaSilBiz estetik ortamlarda buyumedigimizden vizyonumuz dar, zevkimiz guduk. Bir Italyan olacakti ki oraya kim bilir ne hoş şeyler asardi.
Parmaklarında aşırı yemekten genişlemiş, kelime aralarına nokta koyuyor, ben siliyorum. Ileri geri durumundayim.
Yazan tüm blogları paylaşmanız.super olmuş, zira herkesin yazdığı bildirimi.maile düşmüyor. Teker teker girip okuyorum. Şimdi buraya girip ordan linklere tıklarım.artik :)) Sevgiler ☺️
:)) tatlı kötülükler hımmm..pek leziz çok çekici ahh işte o çukur...:)))
Silnapalım biraz öyle biraz böyle tombik mombik parmaklarımızla çok güzel şeyler yapmaya en azından çalışıyoruz..,
estetik zevkin gelişmesi için gerekli ortamdan bakıştan ilgiden noksan olduğumuz gerçeği ifade ettiğin gibi çok doğru..oraya gelemedik..(istisnalar var tabi)
çooook sevgiler..
Şehre iki kilo fazlayla döndüm. Kendime küstüm. Amaaan 2 kilo da ne deme, boy güdük, her gram michelin lastiği görünümüne adım adım yaklaştırıyor :)) Meğer bir kısmı ödemmiş. Biraz alkolden uzak, biraz da karbonhidrattan... olacak olacak. Darısı her niyet edenin başına. Çok sevgiler.
SilYemek işinin olmaması ne büyük bir seâdet olurdu.
YanıtlaSilo gündü o :) yarın ise epey bir yemek işim olacak..mecburi iş olmasa acayip saadet olur idi lakin napalım :) şükür çok şükür..
Sil